Vatan Partisi Pendik İlçe Başkanlığı Öncü Kadın eğitim toplantısında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın LGB' bireylerine yönelik sarf etmiş olduğu ''Nefret söylemini yanlış buluyorum''sözleri sert bir şekilde eleştirilerek Bakan Derya Yanık'ın istifa etmesi istendi.
Vatan Partisi Pendik İlçe Başkanlığı Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı toplantıda basın açıklaması yaparak şu sözlere yer verdi;
LGBT DAYATMASINA TESLİM OLAN AİLE BAKANI'NI İSTİFAYA ÇAĞIRIYORUZ
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanımız Sayın Derya Yanık, Hürriyet Gazetesi’nden Hande Fırat’a 18 Eylül 2022 Pazar günü Saraçhane’de yapılan Büyük Aile Buluşması hakkında konuşmuş, söyleşi Hürriyet Gazetesi’nin ilk sayfasından “Nefret Söylemini Yanlış Buluyorum” başlığıyla, iç sayfalardan ise “Yanlış Protesto” başlığıyla yayınlanmıştır. Ardından Sayın Yanık, kişisel sosyal medya hesabından sözde düzeltme için yaptığı paylaşımla söyleşideki açıklamalarını yinelemiştir.
Sayın Bakan özetle; Devletin insan haklarını koruma yükümlülüğünü vurgulamış, nefret söylemini yanlış bulduğunu söylemiş, E-5 sendromunu hatırlatmış, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirerek hukukun yanlış yorumlandığını belirtmiştir. Bir yandan, Büyük Aile Buluşması’nı düzenleyenlere protesto hakkı tanımış, diğer yandan bir kişi kaos yaratmak için olmadık bir harekette bulunursa bunun hesabını kimin vereceğini sormuştur.
Yani, 30 bini aşkın insanın katıldığı ve LGBTİ dayatmasına ilk kitlesel karşı çıkış olan bu büyük mitingin önemini anlatan tek cümle kurmamıştır. Ailelere destek mesajları vermeyi bırakın, LGBTİ propagandası yapanların ağzıyla konuşmuştur.
Günlerdir adeta bir yalan korosu oluşturarak mitingi karalamaya çalışan merkezlerle aynı cümleleri kurmuştur. Sayın Bakan’ın mitingde olan biteni bilmeme ihtimali yoktur. Dahası, LGBTİ dayatmasını püskürten bir buluşmayı güçlendirme sorumluluğu vardır. Ancak Sayın Bakan ne yapmıştır?
HDP ile, Cumhuriyet Gazetesi ile, Birgün Gazetesi ile, sosyal medya kabadayılarıyla, foncu ve bölücü örgütlerle, PKK’nın küçücük çocukları kaçırmasına ses çıkaramayıp çürümenin gönüllü propagandasını yapan yozlaşmış çevrelerle aynı yerden konuşarak; amacı çocuklarına mutlu bir gelecek inşa etmek olan, sadece kendi çocuğu için değil bütün çocuklar için ayağa kalkan ailelere kurşun sıkmıştır. Aile Bakanı, aileyi savunanların yanında olacağına aileye savaş açanların yanına geçmiştir
150’nin üzerinde demokratik kitle örgütünden oluşan Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu tarafından düzenlenen, Vatan Partisi’nin de örgütleyici ve konuşmacı olarak yer aldığı Saraçhane Mitingi son yılların en haklı, en insancıl, en cesur, en ilerici mitinglerindendir. Türk milleti; çocuklarımızı, gençlerimizi, kadınlarımızı, aile yapımızı tehdit eden emperyalist Batı merkezli saldırıyı görmüş, öne atılmış ve göğüslemiştir. Sağcı, solcu, Atatürkçü, milliyetçi, muhafazakâr on binlerce insanımız Türk bayrağı altında birleşmiş ve yepyeni bir dönemin fitilini ateşlemiştir. O büyük buluşma; bilinçleri aydınlatmıştır, umut saçmıştır.
Saraçhane’de buluşan on binler Aile Bakanımızın fersah fersah ilerisindedir. Bakanlığımızın göremediği, gördüyse tavır alma cesareti gösteremediği LGBTİ dayatmasını görmüşler ve öne atılarak tavır almışlardır. Saraçhane’de buluşan aileler, öncülerdir.
Aile Bakanlığımıza ve Hükümetimize soruyoruz:
Sayın Bakanımız, gençlik içerisinde bir eşcinsellik ve cinsiyetsizlik modası yaratıldığından ve bunun “özgürlük, modernlik” ambalajıyla sunulduğundan habersiz midir?
Dijital platformlarda filmlere ve dizilere mutlaka eşcinsel karakterler yerleştirildiğinden, aynı dizilerde uyuşturucu kullanımının özendirildiğinden habersiz midir?
Eşcinselliğin ve cinsiyetsizliğin çizgi filmlere ve çocuk kitaplarına bile girdiğini bilmemekte midir?
Çizgi film ve animasyonlarının en az yarısının LGBTİ karakterlerden oluşacağını söyleyen, Pamuk Prenses’i bile eşcinsel yapan Disney Plus’un anne-baba, kız-erkek gibi “cinsiyetçi” kelimeleri kullanmaktan kaçınmayı önerdiğini Aile Bakanımız duymamış mıdır?
YouTube kanallarını bir erkeğe, bir kadına ya da bir sandalyeye âşık olabileceğini söyleyen “cinsiyetsiz birey” parlatmalarının doldurduğunu görmemekte midir?
Sayın Bakanımız, 20 devlet üniversitesinde yabancı fonlarla LGBTİ projesi başlatıldığını bilmemekte midir?
“LGBTİ Çocuk Vardır”, “Trans Çocuk Vardır” kampanyaları Aile Bakanlığı’nın duvarlarını aşamamış mıdır?
Sayın Bakanımızın dikkatini bisküvi, hamburger, bilgisayar markalarının bile gökkuşağı logolu mallar üretmesi, “Aşkın Cinsiyeti Yoktur” reklamları yayınlaması dikkatini çekmemiş midir?
Meslek odalarının, kent konseylerinin neden LGBTİ Meclisleri açma yarışına girdikleri anlaşılmamakta mıdır?
LGBTİ bayrağıyla sahneye çıkan şarkıcıları da mı görmemektedir?
Gençler sosyal medyayı açıyor eşcinsellik propagandası, televizyonu açıyor cinsiyetsizlik propagandası, Hürriyet Gazetesi’ni açıyor (Hande Fırat’ın dün iki yaşındaki bebeğin cinsiyetini sorguladığını iddia etmesi gibi) eşcinsellik propagandası, sağda solda her yerde LGBTİ propagandası.
Örnekler çoğaltılabilir, biz daha fazla uzatmadan soruyoruz:
Koskoca Bakanlık, Türkiye’yi kuşatan LGBTİ dayatmasının farkında değil mi? Her şey apaçık ortadayken bu saldırının farkında değilse, bu büyük bir sorundur. Ancak daha büyük sorun, saldırıyı görüp de susmaktır. En büyük sorun ise saldırıyı gördüğü halde bu saldırıyla mücadele edenlere savaş açmaktır.
Türkiye’den çıkalım, biraz dünyaya bakalım.
Avrupa başkentlerindeki Onur Yürüyüşlerinde 4-5 yaşlarındaki çocukların pornografik şovların öznesi yapıldığını, cinselliklerini sergilemeye teşvik edildiğini, uygunsuz görsel materyallere maruz bırakıldığını, cinsel eylemin tarafı haline getirildiğini, yani istismar edildiğini Türk hükümeti bilmiyor mu? Aynı merkezlerde, “cinsel özgürlükler” adı altında pedofilinin bile normalleştirildiği hatta “Pedofiliye Özgürlük Yürüyüşü” yapıldığını takip eden kime yok mu? LGBTİ ideolojisini kuranların ensesti “kuşak sınırlarını aşanların erotizmi” olarak adlandırdığını, hatta aile ortadan kalkarsa ensest diye bir sorunun kalmayacağını söylediklerini Aile Bakanlığı’nda görevlendirilen bilim insanlarından biri bile okumadı mı?
2 yaşındaki çocuğun cinsiyetinden rahatsız olduğunu iddia eden gey bir çiftin çocuğu bıçak altına yatırdığını ve “10 yaşındaki en küçük trans model” olarak reklamının yapıldığını kimse duymadı mı?
Sonuç olarak; Batı’da çocuk yaştaki cinsiyet değiştirme operasyonlarında yüzde 1500’e varan artışlar yaşandığı, cinsiyet değiştirenlerin içinden çok büyük bir kesiminin pişmanlık yaşadığını bütün Dünya duydu da Aile Bakanlığımız uyuyor mu?
Aile Bakanımıza sesleniyoruz; bizde de aynı sürecin yaşanmasını mı istiyorsunuz? LGBTİ dayatmasına sessiz kalarak, çocuklarımıza “doğduğun cinsiyette yaşamak zorunda değilsin, istediğin cinsiyeti seçebilirsin, hatta cinsiyetsiz olabilirsin” propagandasının yapılmasına izin mi vereceksiniz? Bizi de Batı’daki gibi “anne-baba” demeyelim noktasına mı getireceksiniz?
Aile Bakanımıza ve Hükümetimize soruyoruz; Büyük Aile Buluşması’nı hedef alarak mı aileyi koruyacaksınız?
LGBTİ saldırısına teslim olarak mı çocuklarımızı koruyacaksınız?
LGBTİ ideolojisini kadına şiddet sorununun içine gizleyerek dayatan İstanbul Sözleşmesi’ni bugün hala savunarak mı kadını koruyacaksınız?
Büyük Aile Buluşması ile “E-5 Sendromunu” ya da “nefret söylemi” iddialarını nasıl yan yana getirisiniz?
“Anne, Baba, Evlatla Hep Mutlu Yarınlara” sloganında mı nefret söylemi buldunuz? “İnsanlık ve Çocuklar İçin LGBT Dayatmasına Dur De” sloganından mı rahatsız oldunuz? “Çocukların Masumiyetini Küresel Çetelere Teslim Etme” sloganında mı insan hakkı ihlali gördünüz? “Değerlerimizle Değerliyiz Ailenden Vazgeçme” sloganından mı ürktünüz?
Sayın Bakan, on binlerce insan çocuklarımızı, aile yapımızı, bağımsızlığımızı, insanlığı korumak için ayağa kalktı. Buradan kendinize hiçbir pay çıkartmadınız mı? Siz neredeydiniz? O miting alanında neden yoktunuz? Aile Bakanı olarak neden Büyük Aile Buluşması’na katılmadınız?
Hem mücadeleden kaçıyorsunuz hem mücadeleye atılanları sindirmeye çalışıyorsunuz. Türk milletini sindiremeyeceksiniz.
Olmayan nefret söylemi üzerinden konuşmak, insanlık düşmanlarıyla aynı cepheden insan hakları sopası sallamak, emperyalist Batı merkezli LGBTİ dayatmasına teslim bayrağını çekmektir.
Çocuğu, gençliği, kadını ve aileyi hedef alan LGBTİ saldırısıyla mücadeleden kaçan ve Büyük Aile Buluşması’nı karalayan Aile Bakanı’nı istifaya çağırıyoruz.
Bugün LGBTİ hareketinin köken aldığı Batı ülkelerinde bile isyan başlamıştır. 802 Alman bilim insanı LGBTİ dayatmasını bilim dışı ve politik ilan etmiştir. Fransa’da eşcinsel evliliklere karşı büyük bir yürüyüş düzenlenmiştir. ABD’de bazı eyaletlerde okullarda doğal olmayan cinsel kimliklerin öğretilmesi yasaklanmıştır, Sırbistan’da binlerce aile yürümüştür.
Bunlarla birlikte, Rusya gibi bazı ülkeler LGBTİ propagandasını yasaklamıştır. Devletler, yasal tedbirlerle ve ideolojik mücadeleyle LGBTİ saldırısına karşı koymaktadır.
Özetle, insanlık direnmektedir!
Vatan Partisi, insanlığın en ön cephesinde olan Büyük Aile Yürüyüşçüleriyle beraberdir. Saraçhane Mitingi’nde bulunmak Vatan Partisi için onurdur, gururdur, büyük mutluluktur. Öncü Kadın olarak, LGBTİ dayatmalarına karşı mücadeleyi milletimizle birlikte kararlılıkla sürdüreceğiz.
Büyük Devrimci Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi vatanı korumak çocukları korumakla başlar.
Çocuklarımızı koruyacağız.
Gençlerimizi koruyacağız.
Kadınlarımızı koruyacağız.
Aileyi koruyacağız.
Vatanımızı koruyacağız.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.