• BIST 9884.07
  • Altın 2954.659
  • Dolar 34.7445
  • Euro 36.5021
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 4 °C

Türk

Emin Varol

 

 

Mülteci sorununu tartışanlara karşı 16, iktidar yanlısı, gazeteci “Biz Türk’üz, Kürt’üz, Arap’ız, Gürcü’yüz ve diğerleriyiz. Hepimiz aynı milletin parçalarıyız.” diye bir mesaj yayınladılar. Buradaki millet ifadesinin bir ulusu değil bir ümmeti ifade ettiği aşikardır. Aynı inanca sahip farklı etnik guruplardan oluşan topluluğa ümmet denir. Burada ifade edilen millet Müslüman olan ümmettir. Dinin birleştirici ve bütünleştirici etkisine vurgu yapılmıştır. Fakat dinin birleştirici ve bütünleştirici bir etkisinin olmadığı tarihi bir gerçektir. Aynı dine inanların kendi aralarındaki savaşlarda akan kan, başka dinden olanlarla yapılan savaşlarda akan kandan çok daha fazladır. Müslümanların, tarihte ve zamanımızdaki çarpışmaları din kardeşliği kavramının ne kadar anlamsız olduğunun kanıtıdır. Ümmetçiliğin, toplum üzerindeki etkisini yaygınlaştırarak toplumun birliğini güvenceye kavuşturmaya çalışmak beyhudedir.

Ulusun dirliğini ve birliğini sağlamanın yolu ulusal bilinci yaygınlaştırmaktan geçer. Bunun içinde Türk olmanın ne anlama geldiğini iyi bilmek gerekir. Türk olmayı bir ırka dayandırmak son derece yanlıştır. Bugün Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan 86 milyon insanın ne kadarı Orta Asya’dan gelmiş, başka ırklarla karışmamış, başka kültür ve medeniyetlerden etkilenmemiş ecdadın torunlarıdır. Bu özellikleri taşıyanlar nüfusun binde birini bile oluşturmaz. Bundan dolayı Türk’üm denmiş olması Türk ırkına mensubum demek anlamına gelmez. Türk olmanın Türk ırkına mensup olmayı ifade etmiş olmasının ne bilimsel ve nede tarihsel bir dayanağı vardır. Türkiye Cumhuriyetini kuranlar, Osmanlının küllerinden bir ulus devlet kurmayı amaç edindiler. Ümmetçi bir anlayıştan ulusalcı bir anlayışa geçildi. Bu hareketin öncüsü olan Mustafa Kemal Atatürk “ Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir” diyor. Türk Milletinin bireylerinin adı da Türk’tür.

Türkiye topraklarında yaşayan insanlarla aynı yazgıyı paylaşmak ve birlikte yaşamak iradesini gösteren herkes Türk’tür. Aynı yazgıyı paylaşmak ve birlikte yaşama iradesi dava arkadaşlığını getirir. Dava arkadaşlığı birlik ve beraberliğin çimentosudur. Dava arkadaşlarının birbirine olan yakınlığı ve bağlılığı normalden daha fazladır. Türk olma bilincinin topluma egemen olması, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmağa zemin hazırlar. Bu kültürel ve ekonomik kalkınmanın lokomotifi olur.

Türk Ulusunun çağdaş uygarlık düzeyinin yakalamasını, gelişmiş ve kalkınmış bir toplum olmasını istemeyenler Türk’üm demenin ırkçılık olduğunu bunu diyenlerin faşizmi benimsediğini söyleyerek bu ulusal bilinci etkisizleştirmeye çalışırlar. Ulusalcılığın ümmetçiliğin karşıtı olduğunu savunan ümmetçilerde bu sınıfa girerler. Ulusal bilincin yarattığı birlik ve beraberliğin bir alternatifi olarak din kardeşliğini savunurlar. Ülkenin akıl ve bilimle değil şeriatla yöneltilmesine çalışırlar. Bugünün iktidarı bu akımlara yeşil ışık yakmıştır. Ulusal bilince işlevlik kazandırmak karşı karşıya olduğumuz tehlikeleri etkisizleştirecektir.

 

                                                                                                                        27.Eylül.2023

                                                                                                                              Pendik

                                                                                 

Bu yazı toplam 382 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.