• BIST 9367.77
  • Altın 2952.122
  • Dolar 34.4839
  • Euro 36.1941
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 12 °C

Taktik

Emin Varol

 

 

Sedat Peker'in ortaya atmış olduğu iddiaların yıkıcı etkisini azalmak için, iktidar devletin gücünü kullanarak, gerçekleri ört pas etme çabasında. Bir algı operasyonuyla, suç örgütü reisinin potansiyel bir yalancı olduğu inancını yerleştirmeye çalışıyorlar. Muhalefetin bu iddiaların araştırılması gerekir önerisini, bakan düzeyindeki birisi "bir serserinin hezeyanlarından medet umuyorlar" diye değerlendiriyor. Bu iddialarda gerçeklik payının olup olmadığının araştırılmasını savunanlara "mafya ağzıyla konuşuyor" yaftası yapıştırılıyor. Suç örgütü reisinin sözleri inandırıcı olamaz, o daima yalan söyler algısı yaratılmak isteniyor. Bir sözün değeri kimin tarafından söylendiğiyle değil, içeriğiyle değerlendirilir. Kimin söylediği değil, söylenen önemlidir. Bu iddialarda doğruluk payının olması devletin çürümüşlüğünün bir kanıtıdır. Bu kadar önemli olan iddialar karşısında AKP'li Cumhurbaşkanı uzun müddet sesiz kaldıktan sonra, gurup toplantısında, töhmet altında bırakılmak istenenlerin arkasında olduğunu beyan etti. AKP'li Cumhurbaşkanının yerini belirlemesinin akabinde, Sedat Peker'in söylediklerini hiç kale almayan, yandaş basın salvo ateşe başlayarak suç örgütü reisinin bir yalancı olduğunu, hiçbir kanıta dayanmaksızın, yazmaya başladı. Bugüne kadar hiç sesi çıkmayan yargı, talimat almışçasına, devreye girdi. Sedat Peker hakkında tutuklama kararı çıkarıldı ve kırmızı bülten çıkarılması için İnterpol'a başvuruldu.

Halbuki tarafsız ve bağımsız bir yargını yapacağı, Sedat Peker'in söylediklerini ihbar kabul ederek, tanık olarak dinlenmesini sağlamaktı. Söylenenlerde gerçeklik payını araştırmak, şayet varsa gereğini yapmaktı. Söylenenlerin doğruyu yansıtmadığının belirlenmesi halinde, Sedat Peker hakkında yalan ve iftiradan dolayı dava açmaktı. Tutuklama kararı çıkarıldığına göre Sedat Peker'e isnat edilen bir suç olması gerekir. Söylediklerinin gerçeği yansıtıp yansıtmadığı yargı tarafından belirlenmemiş iken, hangi suçla itham ediliyor?

Uyuşturucu trafiğinin Kolombiya'dan Venezuela'ya kaydırılmış olması ve Erkam Yıldırım'ın Venezuela'ya gitmiş olması bir tesadüf eseri midir? Babasının ifadesine göre, Erkam Yıldırım Venezuel'ya yeni fırsatları araştırmak amacıyla gitmiş ve yanında maske, test kisti getirmiş. Maske ve test kistiyle kazanılacak sempati ve Venezuela'ya olan sıcak siyasi ilişkilerimiz Erkam Yıldırımın işlerini yürütmede büyük kolaylıklar sağlamış olsa gerek. Durum, Sedat Peker'in iddialarında doğruluk payı olduğunu gösterecek niteliktedir.

Söylenenler yalan ve iftira ise, yargının yapacağı soruşturma sonucunda, meydana çıkar ve hiç bir olumsuz etkisi olmaz. Suçluların telaşı içine girmeye gerek yoktur. Tutuklama kararları, kırmızı bülten çıkarma girişimi suçluluk telaşından kaynaklanıyor gibi görünüyor. İşin acı yanı yargının içine düştüğü durum. AKP'li Cumhurbaşkanı tutumunu belirlemeden, yargının kılı kıpırdamıyor. Saray konumunu belirleyince yargı, talimat almışçasına, devreye giriyor. Şimdi iktidar devlet gücünü kullanarak, Sedat Peker'in iddialarını etkisizleştirmek gayreti içinde. Bu devletin saygınlığını büyük ölçüde yıpratıyor.

 

Bu yazı toplam 764 defa okunmuştur.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2016 Özgür İstanbul | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.