Siyaset sorun çözme sanatıdır. Sorun çözme siyasilerin ortak paydası olmalıdır. Aynı ortak paydada buluşanlar aynı davanın insanlarıdır. Halka hizmet etmeyi vaat ederek halktan yetki isteyenler, bu yetkiyi aldıktan sonra, vaat ettiklerini unuturlarsa bu siyasi dolandırıcılık olur. Acı ama gerçek, bunu yaşıyoruz. Siyasiler yetki sahibi olduktan sonra eylemleriyle söylemleri bir zıtlık oluşturuyor.
İktidarda olanlarla muhalefette olanlar, siyaset yapmalarının nedenini unutuyorlar. Siyaseti halk için değil, önce kendilerine, sonra çevrelerine, sonra partilerine çıkar sağlamak için yapmaya başlıyorlar. Siyasi arena çıkar savaşları meydanına dönüşüyor. İktidar ve muhalefet halka hizmet etmeyi unutup, birbirlerine düşman muamelesi yapıyorlar. Bunun en ağır bedelini de, bunları seçip başının üstüne getiren, halk ödüyor. Bu yozlaşmış haliyle siyaseten ülke sorunlarını çözümlemesini beklemek beyhudedir. Siyasiler gayelerinin halka hizmet etmek olduğunu hiçbir zaman gözden uzak tutmamalıdır.
Bu hizmeti en sağlıklı bir şekilde yerine getirmenin yolları aranmalıdır. İktidar ve muhalefet birbirlerine düşman kardeşler gibi davranmayıp gaye birliği yapmış gibi davranmalıdır. İktidar halka sağlıklı hizmet getirmek için muhalefetin fikirlerini değerlendirmeli, muhalefette iktidarın deniz feneri olmalıdır. Ortak akıl ancak böyle oluşturulabilir. Sorunlarda, ancak ortak akılla, en sağlıklı bir biçimde, çözülebilir.
Muhalefetin önerilerini ret etmenin iktidar olmanın gereği olduğunu ve iktidarın yaptıklarını kötülemenin muhalefet olmanın gereği olduğunu kabul eden anlayışla ülkeye hizmet etmek mümkün olmaz. İktidar ve muhalefet birbirinin rakibi değil birbirinin partneri olmalıdır. Yarışma sadece hizmet alanında olmalıdır. İktidar ve muhalefet bir bütünün iki yarısıdır. Bunlar birbirinin karşıtı değil tamamlayıcısıdır. Demokrasinin güzel yanlarından biride budur. Bir hizmet yarışı olarak gerçekleşmesi gereken siyaseti yozlaştırarak bir kavga sahasına çekmek ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür.
Devletin gücünü adaleti ayakta tutmak için kullanması gereken iktidarın bu gücü adaleti yıkmak için kullanması asla kabul edilemez. İktidarın muhalefeti sindirmek için yargıyı bir sopa gibi kullanmasını ne siyasetle ve nede demokrasiyle açıklanma şansı yoktur. Kişisel ikbali için halkı kamplaştıran siyasetçi değil ancak bir hain olur.
Adaletin olmadığı yerde demokrasi hiç olmaz. Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak için Cumhuriyetle birlikte yüzümüzü batıya çevirdik. Refah toplumu haline gelebilmek için Batıyla işbirliği yapmak gerektiğine inandık. Demokrasiden uzaklaşmış olmamız, bir uygarlık projesi olduğu kabul edilen, Avrupa Birliğine girme şansımızı da, nerede ise, ortadan kaldırmış gözüküyor. Çektiğimiz ekonomik sıkıntıların kaynağı da hukuk devleti olmaktan çıkmış olmamızdır. Ülkenin geleceği için bu iktidarın değişmesi kaçınılmazdır.
05.Nisan.2025
Pendik
Emin Varol
