Yapay zekâ yarışında ABD ve Çin rekabetinin dışında kalan ülkeler de giderek bu konuya yönleniyor. Geçtiğimiz yıl sağlıkta dönüşüm için 264 milyon dolarlık bir bütçe ayırdığını duyuran İsrail, sağlıkta AI kullanımına yönelik ilave girişimleri olduğunu duyurdu.
Bu çalışmada amaç ülkede 1990 yılından bu yana dijital ortamda tutulan kişisel sağlık verilerinin AI tabanlı bir yapıya aktarılması, eksik verilerin bireylerden temini ve ileri uygulamalar için kullanılabilir hâle getirilmesi. Doğumdan itibaren tutulan dijital sağlık kayıtları sisteme aktarılırken eksik olan kişisel genom bilgileri yanı sıra günümüzde mümkün olan çeşitli fizyolojik ve moleküler ölçümlerinde bireylerden istenebileceği belirtiliyor. Verilerin doğru şekilde toplanmasından sonra ise AI yardımıyla analiz edilmesi planlanıyor. Tüm bu verilerin uygun şekilde işlenmesinin, önleyici sağlık hizmetlerinde fark yaratması bekleniyor.
Dijital sağlık denildiğinde pek çok insanın aklına ilk gelen sağlığın fütüristtik boyutu oluyor. Bireylerde, doktora gitmek yerine bir robotla konuşarak çözüm bulunacak düşüncesi oluşabiliyor. İleride bu da olacak gibi görünüyorsa da öncelikli amaç veriyi toplamak ve doğru bir şekilde analiz edebilmek. Bu analiz hastalıkları oluşmadan önlemeye yardımcı olabileceğinden önem taşıyor. Bilindiği gibi pek çok hastalığı önlemek o hastalığı oluştuktan sonra tedavi etmekten daha az maliyetli. Ekonomik boyutu yanı sıra olayın sosyolojik ve psikolojik etkileri olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Gelecekte MR makinelerine ihtiyaç duymayabiliriz
Günümüzde dijital sağlık alanında çalışılan konulara baktığımızda pek çoğunun AI bağlantılı olduğu görülüyor. Gelecekte karar verilmesi gereken konularda daha fazla AI ile karşı karşıya kalacağımız da bir gerçek. Hatta karar verici aşamalarda AI’nin hekimlerle birlikte çalışması uzun süredir planlanıyor. Henüz geleceğe uzanmadan bugüne odaklanırsak başlama noktası olarak veriyi doğru, kullanılabilir ve güvenli bir şekilde saklayabilmek ilk adım olarak karşımıza çıkıyor. Sonraki adımda ise özellikle ülkemiz için daha fazla araştırmaya, sağlık bilgilerimizi sınıflandırmaya yönlenmemiz gerekebilir.
Dijital sağlık alanında çalışan araştırmacıların nihai beklentisi ise sağlık hizmetlerinin etkinliğini artırmak, görüntüleme sistemleri ve ilaçları daha iyi, kişisel ve hassas hâle getirmek. Meselâ, Harvard Tıp Fakültesi’nde Psikiyatri ve Radyoloji Profesörü olan Dr. Marek Kubicki ile yaptığım bir röportajda, Kubicki “Yapay zekâ (AI) sayesinde ileride MR makinelerine ihtiyaç duymayabiliriz. Çünkü gelecekte yapay zekânın oluşabilecek psikiyatrik bir hastalığı oluşmadan öngörebilmesi mümkün olabilecek.” açıklamasını yapmıştı.
Kubicki’nin söz ettiği gelecek çok uzak sayılmaz ancak doktora gitmeden teşhis ve tedavi olmak için biraz daha sistemlerin düzgün çalışır ve yaygın hâle gelmesini beklememiz gerekiyor.