Siyasi İslam, siyasetin ve yönetimin İslami kurallara göre düzenlenmesidir. Müslüman Kardeşler (İHVAN) siyasi İslamcıdır. Yani şeriatçıdır. Kuran'ın Allah sözü olduğunu kabul edenler şeriatçı olmak zorundadır. Çünkü; Maide suresi 44. ayette "...Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler, kafirlerin ta kendileridir." Aynı surenin 45. ayeti "...Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir." der. Allah'ın indirdiği değişmez kurallardır. Halbuki; evrim, kuralları Tanrı tarafından belirlenmiş sürekli bir değişimdir. Evrimin gereği olarak evren ve insanlar sürekli bir değişim içindedir. İslam'ın gelişinden bu yana 1400 sene geçti. 1400 sene önce vazedilmiş kurallarla bugünkü toplumu yönetmeğe kalkmak çıkmaz bir yoldur. Değişen toplumu değişmeyen kurallarla yönetmek çelişkilidir. Tanrının sözünde ve eyleminde çelişki olamayacağına göre; adı geçen ayetlerin Tanrı sözü olabileceğini kabul etmek akla uygun değildir. Hayatın gerçekleri; toplumların dine dayalı kurallarla yönetilemeyeceğini göstermiştir. Bunun için siyasi İslam çökmüş bir düşüncedir. Müslüman Kardeşler bütün İslam dünyası tarafından dışlanmaktadır. Bu kuruluş bugün etkisiz bir hale gelmiştir ve geleceği de yoktur.
Bunun yanında, Siyonist bir proje olan, ılımlı İslam projesi de hayata geçirilmek istenmektedir. Bu, halkının büyük bir kısmı Müslüman olan devletlerin ılımlı İslam adı altında şeriatla yönetilmesini ön görmektedir. Amaç; ılımlı İslam adı altında uyumlu bir İslam düzeni oluşturup, İslam dünyasını emperyalizmin pazarı halinde tutabilmektir. Bu projenin de hayata geçirilme şansı yoktur. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), uyumlu İslam modelini hayata geçirmek için hazırlanmış fakat iflas etmiştir. Türkiye BOP'un eş başkanlık görevini üstlenmiştir.
Amacı Türkiye'yi bir İslam ülkesi yapmak olan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Müslüman Kardeş taraftarıdır. Onun bu tutumu ile ülkenin yararları bağdaşmamaktadır. Mısır'da; Müslüman Kardeşlerin Mısır'ı bir İslam devletine dönüştürmeye kalkmasına engel olan Sisi Erdoğan'ın düşmanı olmuş ve Mısır'la ilişkilerimiz tamamen kopma noktasına gelmiştir. Suriye'de Esat'ın yönetimden uzaklaştırılması da Müslüman Kardeşlerin hedeflerinden biridir. Bizde bunun için Suriye'nin bir kan gölüne dönmesine çanak tuttuk. Libya'nın içişlerine burnumuzu sokmanın nedeni, Ulusal Mutabakat Hükümetinin Müslüman Kardeş taraftarı olmasıdır. Neticede; Doğu Akdeniz sorununda, haklı olduğumuz halde, yanımızda bir müttefik bulamadık. Dış politikamız iflas etti. Çıkış yolu Suriye'de Esat'la, Mısır'da Sisi ile diyalog kurmaktan geçer. AB'yi tehdit ederek değil, hakkı savunmaya davet ederek yola getirmenin yollarını aramak gerekir. Bunları; AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yapması çok zordur. Çünkü bu çıkmazı o hazırlamıştır. İstifa edip ülkenin önünün açılmasını sağlamalıdır.