ABD dünyayı yönetmenin peşinde. ABD'yi de Yahudiler yönetiyor. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bu sürecin bir parçası. İsrail'in güvenliğini sağlamak, bu projenin en önemli ayağı. İsrail'i kuşatmış olan, halkının büyük bir çoğunluğu Müslüman olan, devletlerin yönetimini ılımlı (uyumlu) İslam yönetimine dönüştürmek ve bu ülkeleri devletçiklere parçalayarak etkisizleştirmek, projenin uygulama safhalarıdır. Bu kısa vadeli günübirlik bir proje değil, yüzyılları kapsayan bir projedir. Projenin Türkiye'ye ait kısmına gelince; bu iş için Amerika Merkezi Haber Alma teşkilatı CIA önce Fettullah'ı, sonrada RTE'yi buldu.Türkiye'deki laik sistemin yerine uyumlu İslam sistemini getirmek için, laikliğin savunucusu ve koruyucusu olan kurumları etkisizleştirmek gerekiyordu. Bu kurumların başında da ordu geliyor. Orduyu etkisizleştirmek Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi davalarla başladı. Bu davaların hakimi Fettullah, savcısı da RTE idi. AKP-FETÖ işbirliği 17-25 Aralık'ta iyice bozulunca, bu davaların birer kumpas olduğu gerçeğini AKP itiraf etmek zorunda kaldı. Fakat bu arada ordu hırpalanmıştı. Aileler perişan olmuş, Silahlı Kuvvetlerin güzide subayları yıllarca cezaevinde kalmak zorunda kalmıştı. Sonra, bir 15 Temmuz faciası yaşadık. Bu 15 Temmuzun gerçekte ne olduğunu tarih yazacaktır. Bu faciayı aydınlatmak için bir Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu. Bu Komisyonun hazırladığı rapor Türk kamuoyuna açıklanmış değil. 16 Nisanda yapılacak halk oylamasından sonra açıklanacağı söyleniyor. Niçin? Herhalde içeriğinde "evet" oylarını olumsuz etkileyecek unsurlar var. Darbenin yapılış şekline bakınca, başarılı olmaması için her şey yapılmış. Bu darbe girişiminden sonra, birinci derecede sorumlu olan Genelkurmay Başkanı, Mit Müsteşarı ve Kuvvet Komutanlarının yerlerinde kalmış olmaları da ayrı bir garabet. Darbeden en büyük zararı Türk Silahlı Kuvvetleri gördü. Sanki bu iş Türk Silahlı Kuvvetlerini etkisiz hale getirmek için yapıldı. Kararnamelerle, Kuvvet Komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığına, Jandarma İçişleri Bakanlığına bağlandı. Genelkurmay ortada kaldı. Kuvveti bulunmayan bir Genelkurmay. Özel bir alanı olan TSK'nın sağlık kurumları sağlık bakanlığına bağlandı. Özel bir eğitim alanı olan askeri eğitim kurumları kapatıldı. Milli Savunma Üniversitesi adı altında kurulan ve başına bir tarihçinin atandığı kurum TSK'ya subay yetiştirecek. Askeri istihbarat ortadan kaldırıldı. Askerliğin koşulları normal yaşam koşullarından farklı olduğu için, askeri hukukta sivil hukuktan farklı olur. Buda dikkate alınmadı. Askeri mahkemeler lağvedildi. Bu garabette hukuk sivilleşiyor diye yutturuldu. Neticede Türk Silahlı Kuvvetleri kendi istihbaratını yapamadığı için El-Bab'ta altı ay uğraştı. Kerkük'ün bir Türkmen şehri olduğu tarihi bir gerçektir. Silahlı Kuvvetlerin bugünkü durumunu değerlendiren Barzani, bu Türkmen şehrini kendi topraklarına katmak için caba sarf ediyor. Yunanistan'da fırsatı kaçırmıyor, Ege'deki adalarımızı gasp ediyor. Gıkımız bile çıkmıyor. Bu tabloyu bugünkü iktidar hazırladı. BOP Eş Başkanı olanlar, görevlerini daha iyi yapabilmek için, gerekli anayasa değişikliğini 16 Nisan'da halkoylamasına sunuyorlar. BOP'a geçit vermemek için oyumuz "HAYIR" olmalıdır.