Teğmenler

Emin Varol

Teğmenler

 

Kara Harp Okulu’ndaki mezuniyet töreninde kılıçlarını kaldırıp “ Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atarak yemin eden teğmenler için, AKP’li Cumhurbaşkanı “Bu işin içerisinde kimlerse bunların hak ettikleri cezayı almasını temin edeceğiz. Burası kendini bilmezlerin at oynattığı bir meydan değil. Biz bu kendini bilmezlerin at oynattığı meydana ülkemizi kesinlikle bırakmayız. Buna göre adımlarımızı atacağız” dedi.

Yeminin metni şöyle;

 “Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene!”

Bu ulusun bir ferdi olduğunu kabul edenin altına seve seve imza atacağı bir metin. Bu metni okuyanları “kendini bilmez olarak” değerlendirmeyi hiçbir vicdan sahibi kabul edemez. AKP’li Cumhurbaşkanı “O kılıçlar kimin için çekildi” diyor. Bu sorunun yanıtı yeminde çok açık var. O kılıçlar Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlığına, ülkenin toprak bütünlüğüne, laikliğe, demokrasiye uzanacak ellere karşı çekildi. Ülkenin geleceğinin güvencesi olan gençlerin bu inançta olmalarını takdir etmek gerekirken, onları cezalandırmaya kalkan zihniyeti onaylamak bu ulusun hiçbir ferdinden beklenemez. AKP’li Cumhurbaşkanın bu davranışını kabul etmek mümkün değildir. Bu davranışın ortaya koyduğu gerçek AKP zihniyetinin ulusalcılığa ve Atatürk devrimlerine karşı olduğudur.

“Mustafa Kemalin askeri” olmanın anlamı; amacım ülkeyi çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmaktır, yaşamda gerçek yol gösterici olarak akıl ve bilimi kabul etmektir, ülkenin toprağı ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğuna, ödünsüz olarak, inanmaktır, Cumhuriyetin, demokrasinin ve laikliğin yılmaz bekçisi olmaktır, yargını bağımsızlığını ve hukukun üstünlüğünü egemen kılmaktır, eğitimde “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller yetiştirmektir, özgürlüklerin savunucusu olmaktır. Kısacası insan gibi insan olmaktır.

Bu anlayış ,Atatürk ve arkadaşlarının yapmış olduğu “Aydınlanma” devriminin ürünüdür. Her devrim karşıtını yaratır. Aydınlanma devrimi de karşıtını yaratmıştır. Çok partili hayata geçinceye kadar Aydınlanma devrimi karşıtları perde arkasında kalmışlardır. Çok partili hayatta, siyasilerin oy alma kaygısıyla vermiş oldukları ödünlerin sonucu olarak, karşı devrimciler siyasi arenada boy göstermeye başlamışlardır. Sinsi fakat sürekli uğraşılarının sonucunda ülkede iktidara gelmişlerdir. Ülke AKP iktidarında karanlıklara doğru süratle yol almaktadır. AKP’li Cumhurbaşkanının sergilediği davranış bu karşı devrimin bir kanıtıdır.

                                                                                                                                                             30.Eylül.2024

                        Pendik

                        Emin Varol