Sen cennete, o cehenneme öyle mi?

Hergünlü/Mali Müşavir

 

Yüce Allah kitabında insana bilmediklerini öğretirken ısrarla aklı işletmeye ve bilime gönderme yapar. Ne yazık ki Müslüman dünya, kitabın içinden cımbızla çekip beş maddeyi alır ve dini, namaza, oruca, hacca, zekâta ve kelime-i şehadete indirger. Zekâtı kendine göre yorumlar, anlamını bilmediği, okumadığı kâinat ve insan kitabına, dolayısıyla da görmediği Allah’a ve ahlâkı ile ahlâklanmadığı Resul’e şehadet eder...

İlmini kuşanmadığı ve ölülere üfürdüğü Kur’an’ı bir tarafa bırakarak, bilmem kaç kere tespih çekerek, yatır ziyaret ederek sevap kazanmanın, isteklerinin yerine gelmesinin kolaycılığına kaçar.

Çalışıp çabalamadan kazanç elde etmenin binbir yollarını bilir de insan olmanın yolunu bilemez. Ödediği verginin, verdiği oyun hesabını sormadığı için ülkenin soyulmasına ses çıkarmaz, fakirliği için şükretmesini telkin edenlerin ardında namaza durur.

İlim tahsil edeceğine, hurafe tahsil eder, cahilliğin nirvanasından kendisi gibi düşünmeyenleri cehenneme postalar.

Müslüman olmayı cennete gitmek için garanti görürken, kendisi dışındaki tüm dinlerin mensuplarını cehennemlik ilan eder.

E, sormak gerekmez mi?

Sen sabaha kadar tespih çekerken, öbürü laboratuvarda sabahlar ama sen cennete o cehenneme öyle mi?

O, maden ocaklarında hayatını tehlikeye atıp bir lokma ekmek parası kazanmaya çalışırken, sen kolay yoldan iş bitir, köşeyi dön, bu arada da camiden çıkma; o cehenneme, sen cennete öyle mi?

Zalime sessiz kal, boyun eğ, diğeri karşı çıksın hatta bu uğurda ceza alsın, sen cennete o cehenneme öyle mi?

Sen Cuma’ları, gösteriş ve birileri görsün diye cami aşındır, öbürü fakir fukara gezip, onların ihtiyaçlarını gidersin; sen cennete o cehenneme öyle mi?

Aşı üretim merkezi kapatılırken seyret, sonra da o “gâvur” ya da “kâfir” dediğin ülkelerden, namazda dua ede ede, dört gözle aşı gelsin diye bekle; sen cennete, onlar cehenneme öyle mi?

Elin ürettiği arabaya bin, telefonunu kullan; sen cennete, o cehenneme öyle mi?

Ormanı katlet, yeşili yok et, ırmakları, gölleri kimyasal atıklarla kurut, balıkları öldür, her yeri betona çevir sonra da yağmur yağsın diye dua et; elin yabancısı bahçesindeki ağacı kesmek için bile devletinden izin alsın, ama o cehenneme sen cennete öyle mi?

Kendi yazılımını yapamayıp, elin yazılımını kullan, uydunu bile Çin fırlatsın, sonra da WhatsApp bizi gözetleyecek diye feryat et, o cehenneme sen cennete öyle mi?

Onun parası füze gibi uçarken senin paran yerlerde sürünsün; sen cennete o cehenneme öyle mi?

O, kurduğu tesislerle uzayı araştırsın, aya gitsin, Mars’ta hayat araştırsın, sen televizyon karşısında vakit öldür, sonra da o cehenneme sen cennete öyle mi?

Sen kadınların bedeniyle uğraşırken o, senin vücudundaki kodları çözsün, DNA’nı araştırsın, sen cennete o cehenneme öyle mi?

Sen hâlâ hocalardan, cincilerden medet umarken, o hastalıkların ilacını bulsun, sen o ilaçla derdine deva bul, sen Müslümansın cennete, o Gayrimüslim cehenneme öyle mi?

Elin Batılısı, sanayi devrimi yaparken, sen borç aldığın paralarla saray yaptırıp, saltanat sür sonra da o cehenneme sen cennete öyle mi?

Senin üniversite mezunu gençlerin iş bulamayıp, marketlerde kasiyerlik-tezgâhtarlık yaparken onların gençleri alanlarında uzmanlık sağlayan imkânlarla donatılsın, sen cennete o cehenneme öyle mi?

Kur’an’ın ilk emri olan “Oku” dan haberin olmasın, kız çocuklarını okula gönderme, öbürü kızını okutmak için varın yoğunu ortaya sersin, sen cennete o cehennem öyle mi?

Kaç yüz yıldır ilim adına hiçbir şey üretme, elektriği, telefonu hatta çamaşır-bulaşık makineni, buzdolabını bile elin Gayrimüslimi bulsun, sen dünyada asalak gibi yaşa, sonra da o cehenneme sen cennete öyle mi?

Yok, öyle yağma!

Müslümanlık bu kadar ucuz ve kolay değildir...

Hiç kendini kandırma!

Cennet, senin tapulu malın değil!

Kim cennete kim cehenneme…

Ne diyor İslam’ın muazzez Nebisi Hz. Muhammed Mustafa;

İlim Çin’de de olsa ona talip olun. Çünkü ilim her Müslüman’a farzdır.”

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;

Dünyada her şey için, medeniyet için, hayat için, başarı için, en hakiki mürşit bilimdir, fendir.”

Son sözü Kur’an söylesin:

“Hiç bilenlerle bilmeyenler eşit olur mu?” (Zümer, 9)

 

Tülay Hergünlü

İstanbul, 29 Kasım 2021