Samet Bey 31 Mart Yerel Seçimleri ile ilgili yorumlarınız nelerdir? Siz istediğiniz ve hayal ettiğiniz sonuçları alabildiniz mi?
Samet ELÇİ: Öncelikle teşekkür ediyorum bu röportaj için. Şimdi bir seçim sürecini atlattık her seçimin kazananı ve kaybedeni olur muhakkak. Ben şu an kaybeden taraftayım çünkü amacım hâsıl olmadı. Her zaman kaybeden tarafın, kayıp yaşayanların yanında olup onlara destek vermek oldu felsefemiz. Amacımız sisteme karşı bir hareketti. Çünkü Türkiye’yi iki kutuplu bir merkeze taşımak istiyorlar. Eskiden sağcı ve solcu olarak geçerdi bu kutup ayrımı kavramı. Şimdi ise iki partili bir sistem olsun AKP ve CHP arasında bu kutuplar belirlensin, düşünce temelde şu; siyasi kanatta olmak istiyorsan Ak Parti’de, muhalif kanatta olmak istiyorsan CHP tarafında olmalısın şeklindeydi. Tüm bunların arasında farklı bir renkte, farklı bir tonda insanların söylem yapmasına imkân tanımadılar.
Bunun Türkiye demokrasisine karşı yapılmış bir ihanet olduğunu, insanların seçme seçilme haklarına yönelik bir taarruz olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda biz dedik ki; Hayır, bu anlayış iki kutuplu değil. Bizim fikirlerimizi ne Ak Parti temsil ediyor, ne de Cumhuriyet Halk Partisi temsil ediyor. Doğal olarak fikrimizi temsil etme noktasında bir alan açmamız lazımdı, bu alanı da hiç tereddüt etmeden açtık. Kimine göre bu Don Kişotluk, kimine göre de hadsizlik, kimine göre aferin, cesur bir hareket diye adlandırıldı lakin bana göre en başında söylediğim gibi kaybedenler için bir seçenekti. Aldığımız oy oranına göre, düşündüğünüz zaman resmi rakamlarda 734 oy verilmişti. Bence bu oran önemli ve değerli çünkü 734 kişi sizin fikirlerinize sahip çıkmış. Bu çok kıymetli benim için. Bu noktada CHP ve AKP’nin karışık olduğu bir dönemde bu oyu almak bir başarıydı biz her zaman kaybedenlerin yanında olacağız.
Siyasi olarak hangi görüşe daha yakınsınız?
Samet ELÇİ: Siyasi olarak ben hiçbir zaman tavrımı bozmuş değilim. Muhafazakâr, ülkesini, vatanını seven, Allah rızası için insanlara hizmet etme fikrine her yerde sahip olan, insanlığa faydalı olduğunu düşündüğüm her fikre sıcak bakan bir kişiyim. Bu doğrultuda kendimi ne Ak Parti’den ne de Cumhuriyet Halk Partisi’nden bir kişi olarak konumlandıramıyorum. Ben Türk’üm ve tüm siyasi partilerin insanlığa faydalı olabilecek her fikrine doğru olan, gereksiz tevazuya girmeyen, kendisine güvenen biriyim. Bu noktada partiler bu tür insanları içlerinde barındırmaktan hoşnut olamıyorlar çünkü tüm siyasi partiler Genel Başkanın, İlçe Başkanlığının, İl Başkanlığının verdiği emri yerine getirmekte asla tereddüt etmeyen, emri sorgulamayan, insanlığa faydalıdır ya da değildir diye düşünmeyen kişileri içlerinde barındırıyorlar. O yüzden herhangi bir partinin içinde yer almak benim için zor oldu zaten adaylık süresince bu düşüncemizi insanlara anlatmaya çalıştık tek olmamızın sebebini. Nitekim siyasette kimse doğru ve dürüst insanın kapısını çalmaz.
Söylemleriniz ve seçim sürecinde sergilemiş olduğunuz tavır doğrultusunda, mağdurların temsilcisi olma yolunda ilerliyorsunuz. Önümüzdeki dönemde de siyasi arenanın içinde olacak mısınız?
Samet ELÇİ: Hep siyasetin içerisindeyim çünkü sosyal bir insanım. Herkes siyasetin içinde lakin biz daha aktif olan taraftayız. Siyaset uzun soluklu bir döngüdür, şöyle ki; Bir bakarsınız önünüze büyük kapılar açılır oradan daha fazla hizmet edebilecek daha farklı noktalarda yol alabileceğimiz insanlar karşımıza çıkar. Biz insanlığa faydalı, doğru ve ilkeli olan her türlü oluşuma açığız, içerisinde faydalı olabileceğimizi düşünürsek yer de alırız. Bayraktarlığını yapmamız gerekirse bayraktarlığını da yaparız yeter ki fikirler samimi, ilkeli, iyiliği arayan görüşlerin açık destekçisiyiz.
Pendik ile alakalı, vatandaşlara yardımcı olabilecek, farkındalık yaratabilecek bir projeniz mevcut mu?
Samet ELÇİ: Esnaflara yönelik bir çalışma yapılabilir. Örneğin market ve şarküteri alanlarını bir araya getirip esnafla birlikte dernek, vakıf ve kooperatif adı altında bir çalışma yapılabilir. Bunun amacı ise büyük marketlerin küçük esnafın iş alanını daraltmasının önüne geçmek, böylelikle vatandaşın ana tüketim ihtiyacı olan gıdaları kooperatif usulü sistematik ve refah bir şekilde temin edebilmesine yönelik çok faydalı bir projemiz mevcut. Bu alanda yapılacak bir çalışma işçi istihdamını arttıracak ve işsizliğin önüne bir nebzede olsa geçecek diye düşünüyorum.
Haber/ Mertkan ÖZDEMİR