AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı, yargıda, ekonomide ve demokraside bir reform seferberliği başlatacaklarını söyledi. Bu sözler iki yıl ve dört aydan bu yana ülkede yürürlükte olan "Tek Adam Rejiminin" iflas ettiğinin itirafıdır. Adı geçen reformları gerektiren "Tek Adam Rejiminin" uygulamaları olmuştur. Bu ucube rejimi hayata geçiren referandumda; bu rejim geldiği taktirde Türkiye bir roket hızıyla kalkınacak ve sorunlarını süratle çözecek diyerek, halk aldatıldı. Yargı bağımsızlığını ortadan kaldıran, yargıyı siyasetin bir aracı haline dönüştüren, ekonomiyi çökerten ve demokrasiyi rafa kaldıran bu rejimi düzeltmek için birtakım reformların yapılmasına gerek duyuldu. Yargının siyasallaşması neden, ekonomik çöküntü ve demokrasinin rafa kaldırılması sonuçtur. Yargının siyasallaşması yargıya olan güveni, büyük ölçüde, tahrip etmiştir. Yargısına güven duyulmayan bir ülkeye yabancı ve yerli yatırımcıların yatırım yapmalarını beklemek beyhudedir. Netice; ekonomik çöküntü, enflasyon, işsizlik ve yoksulluğun yaygınlaşmasıdır. Yargının siyasallaşması, yargıyı muhalefeti sindirmek için bir araç olarak kullanma sonucunu doğurmuştur. Demokrasilerde, hak ve özgürlüklerin güvencesi olan hukuk sistemi, hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran bir yapıya dönüştürülmüştür. Buda demokrasinin rafa kaldırılmasıyla sonuçlanmıştır. Yargının siyasallaşması ve onun doğurduğu olumsuzlukların bedelini halk ödemektedir. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı "Acıda olsa doğru reçeteleri uygulamakta tereddüt etmeyeceğiz" diyor. Kendi hatalarının bedelini halka ödetmekten çekinmeyeceklerini söylüyor. Yaşamak daha zor koşullarda sürdürülmektedir. Bütün bu olumsuzlukların ana nedeni, şu ucube, "Tek Adam Rejimidir". Sorunları yaratan kaynağı kurutmadan, bir takım değişiklikler yaparak sorunlardan kurtulmayı beklemek boşunadır. Benzini bitmiş bir arabanın şoförünü değiştirmekle arabayı çalıştıramazsınız. Çözüm; "Tek Adam Rejimini" terk etmektir. Bu rejim sorunların çözümünü tek akla bağlamıştır. Sorunlara sağlıklı çözüm ortak aklı kullanarak bulunur. Ortak aklı kullanma olanağı da "Demokratik Parlamenter Sistemde" vardır. Ülkenin geleceği için "Demokratik Parlamenter Sistemi" uygulamak kaçınılmazdır.
15 Kasımda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin kuruluşunun 37. yılını kutlamak için Kıbrıs'a giden AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı KKTC Cumhurbaşkanına yeni bir konut yaptırma önerinde bulundu. Erdoğan "Uygun bir yerde Cumhurbaşkanlığı makamını da süratle inşa edelim. Zira bu makamlar farklı ülkelerin bakışını da değiştirir" dedi. Ankara'daki Saray yapıldığı zamanda " bu itibarımızı artıracak" demişti. Görkemli binalar yaptırarak itibar kazanma inancı bir Ortaçağ kültürüdür. Bu davranışlara otoriter rejimlerde rastlanır. Demokratik ülkelerde, bu uygulamaların demokrasiyle bağdaşmadığına inanılır. Maliyeti ve bakım masrafları yüksek olan bu yapılar, sosyal devlet yükümlülüğünün yerine getirilmesine engel olur. İngiltere Başbakanının makamı bir apartman dairesidir. Onun için İngiltere bir itibarsız devlet midir? Böyle bir zihniyete sahip olan birinin ülkenin kaderini belirleyecek bir makamı işgal etmiş olması bir talihsizliktir.
17.Kasım.2020
Pendik