“Pantolon” kelimesi dilimize Fransızcadan geçme. Tdk sözlüğüne göre; “belden başlayan ve genellikle paçaları ayak bileklerine kadar inen giyecek” diye tanımlanıyor. Pantolonun çeşitli tiplerini biliriz: Mesela ceketin altına giyildiğinde, hele bir de kravat takarsanız üstüne, “adam” gibi görülme ihtimaliniz yüksek. İster arsız olun, ister uğursuz, mahkemede bile “iyi hal” den yırtma şansınız olur! Binici pantolonundan tutun, 1970’li yılların İspanyol paçalı, köşeyi sizden önce dönen pantolonlarına kadar çeşit çeşit pantolon tipi saymamız mümkün. Bir çeşidi var ki; onu da yeni öğrendik maalesef: “Adam öldüren pantolon!” O ne demeyin, onu da gördük geçenlerde. Hani şu okulun istediği pantolonu olmadığı için derse alınmayıp yok yazılan, babası üzüntüden intihar eden çocuğun pantolonu sözünü ettiğim. Ya hu be kardeşim; bir pantolon yüzünden çocuk derse alınmaz mı hiç? Hangi vicdana sığar sorarım? Onca öğretmen koskoca müdür, aralarında üç beş kuruş da mı toplayamazlar? Bir pantolon için bir çocuğu örselemeye, babasız bırakmaya değer mi? Bir çocuk kıytırık bir pantolon yüzünden babasız kalıncaya kadar, hiç mi bir komşu, eş dost, akraba o derde derman olmaz? Bu kadar mı duyarsız, birbirimizden habersiz bir toplum olduk? Camilerde Cumaları toplanmanın amacının, derdi olanın derdine merhem olmak, sıkıntısı olanın yardımına koşmak olduğunu bilmeyen bir “Müslüman” topluma, tokat gibi inmelidir bu intihar! Şimdi diyorlar ki; “efendim o yüzden intihar etmemiş de adam bunalıma girmiş…” falan! Geçin efendiler bunları! Hiç mi yok, borcu altında ezilip canına kıyanlar, mahsulünü yerlere döküp feryat edenler, sıkıntısını açacak kimse bulamadığı için içine atıp kalpten gidenler? Bu insanlara kim kulak verecek? Hangi vicdanlar titreyecek acaba bir çocuğun acısıyla? Daha kaç babanın canına kıyması, kaç evladın yetim kalması, kaç insanın yardım çığlığı atması lâzım acaba? Artık devletten bir şey bekleme dönemi bitmiştir. Bırakın onlar bineceği uçağın, arabanın, alacağı ihalenin, kazanacağı koltuğun derdiyle boğuşsunlar! Biz birbirimizin derdine derman olalım. Etrafınızda yardıma muhtaç insan mı var ya da okumak için burs bekleyen bir yavru; koşun üç beş kişi toplaşın yardım elinizi uzatın. Bize bizden başkasından hayır yok çünkü! Okutalım çocukları gücümüz yettiğince, destek olalım, dayanışalım birbirimizle! Merhem olalım yaralara, “Salat’ı (dayanışmayı) ayağa kaldıralım” hep birlikte! Eksik kalsın lüksünüz… Louis Vuitton, Hermes, Michael Kors çantanız olmayıversin! 700 bin liralık saat takmayıverin! İçki sofralarına dökeceğiniz onlarca parayı, iki çocuğun hayatını kurtarmak için harcayın! İhtiyaç sahiplerinin dolabında da bir çift ayakkabı olsun, sizin on çiftiniz olana kadar! Nerede üç beş kişi birleştiriyorsa imkânlarını, iyiye güzele seferber etsin hemen! Etsin ki; başka çocuklar yanmasın bez parçası için, hayatı sönmesin utancından babaların. Her sofraya oturduğunuzda, lokmalar boğazınızdan geçerken o “pantolon” gelsin aklınıza! Saçma sapan lüksleriniz için yüzlerce lira harcadığınızda, o çocuğu babasız bırakan “pantolon” gelsin gözünüzün önüne! İbret olsun hepimize, yaşamayı bilemediğimiz dinin tokadını yemeden önce!