Dünyayı saran Covid-19 salgınından Türkiye'yi kurtarmak şansımız yok denecek kadar azdı. Salgın ülkeyi, güçlü bir şekilde,etkisi altına aldı. Olayları yakından takip edersek, vaka ve ölüm sayılarını değerlendirecek olursak, bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuz gerçeğine ulaşırız. Fakat bu tehlikenin boyutlarının bir felaket düzeyinde olmadığı da bir gerçektir. Ciddi önlemler almak kaçınılmaz olmakla beraber panik yapacak bir durumda yoktur. Medya sorumluluk bilincinden yoksun olduğunu, olayları abartarak, bir kere daha gösterdi.
Ancak bu musibetten kurtulmanın yolu topyekun bir mücadeleden geçer. İktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplum kuruluşlarıyla velhasıl ülkedeki tüm kurum ve kuruluşlarla birlikte bir mücadele cephesi oluşturulmalıdır. Her bir ferdin seferberlik anlayışı içinde bu mücadeleye katılması başarıyı sağlayacaktır. Yönetim tarafından alınan önlemlere her bir ferdin harfiyen riayet etmesi, fertlerin sorumluluğu gereğidir. Bu salgının yayılmamasından fertler hem kendileri için hem de başkaları için sorumludur. Kendi keyfi için önlemlerin baypas etmek büyük bir sorumsuzluktur. Alınan önlemlerin gerekliliği tartışma konusu olsa da, bugün bunu tartışmanın zamanı değildir. Yapılacak iş önlemlere kayıtsız şartsız uymaktır. Bu musibeti en az zararla ve kısa zamanda atlatmanın yolu, bir seferberlik anlayışı içinde, topyekun bir mücadeleden geçer.
İktidarın ve muhalefetin sorumluluk bilinciyle gereğini yaptıklarını söylemek pek mümkün değildir. İktidarın salgının ülkedeki yayılma durumunu saklı tutması akıl alacak bir şey değildir. Salgının,ülkenin hangi bölgesini ve hangi yoğunlukta etkisi altına aldığını bilmek, salgınla mücadelede kolaylık sağlayacaktır. İnsanların salgından korunmasında yol gösterici olacaktır. Şeffaflık salgınla mücadelede büyük kolaylık sağlayacaktır. Muhalefete sıra gelince, onlarda "bekara karı boşamak kolay gelir" anlayışıyla hareket ediyorlar. Alınmasını önerdikleri önlemler için ülkenin ekonomisi elverişli durumda değildir. Sokağa çıkma yasağının ülke ekonomisini olumsuz etkileyeceği çok açıktır. Ancak milletin gönüllü olarak sokağa çıkma yasağını uygulaması, salgının en az zararla ve en kısa sürede atlatılmasına zemin hazırlayacaktır. Salgınla mücadelenin ekonomi üzerindeki olumsuz etkisini en aza indirmek için topyekun bir dayanışma içine girmek gerekir. Bu topyekun dayanışama geleceğimizin güvencesi olacaktır. Bu musibetle mücadele için alınan önlemlerden dolayı ekonomik durumu çok sarsılanlara yardım etmek, durumu uygun olanlar için bir insanlık görevidir. Bu nedenlerden dolayı iktidarın başlatmış olduğu "Biz bize yeteriz Türkiye'm" yardımlaşma kampanyasına destek vermek, bu toprakların çocuğu olduğunu kabul eden her kesin görevidir. Bu kampanyaya neden muhtaç olduk, tartışmasını yapmanın şimdi zamanı değil. Ev yanıyor. İlk yapılacak iş yangını söndürmektir. Yangının çıkış nedenlerini elbette tartışacağız. Yangına neden olanlara hesap sormak zorundayız. Ama şimdi değil. Bu hesabı sormanın zamanı ve yeri sandığa gittiğimizde olacaktır. Biz çok badireler atlatmış bir milletiz. Bunu da atlatacağız.