Kurul

Emin Varol

 

 

Ülke zor günler geçiriyor. Bu gidişle ülkeyi daha zor günlerin beklediği aşikar. İşsizlik ve enflasyon sarmalında, ekonomik bir çöküntü içindeyiz. Yoksulluk büyük bir hızla yaygınlaşıyor. Pazar yerlerindeki sebze ve meyve atıklarından toplayanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Resmi sayılara göre ülke genelinde işsizlik oranı yüzde 15. Gençler arasındaki işsizlik oranı yüzde otuzu aştı. Resmi enflasyon yüzde yirmi. Gerçek enflasyonun yüzde elli olduğu söyleniyor. Elde avuçta ne varsa sattık. Üstelikte 500 milyar dolar borçlandık. Para bulmak için, bir devletin asla yapmayacağını, yaptık. Kara para aklamak için varlık barışı adı altında yasa çıkardık. Ülke vatandaşlığını 250.000 dolarlık yatırım karşılığında sattık. Uyuşturucu baronlarını himaye etmekte bir sakınca görmedik. Suç örgütlerini ortadan kaldırmakla yükümlü olan devlet, suç örgütleriyle işbirliği içine girdi. Saray yapmakla itibarımızın artacağını düşünen kafa yaptıklarıyla itibarımızı, dünya kamu oyu önünde, sıfırladı. Dünyada terörle ve kara parayla mücadele kuruluşu tarafından Gri Listeye alındık. Bunun utanç verici bir durum olduğu açıktır. Dış siyasetimiz dip yaptı. Dost diyebileceğimiz bir devlet etrafımızda kalmadı. Hayata din penceresinden bakan birinin dizayn ettiği dış politikanın başarılı olmasını beklemek beyhudedir. Eğitim bilimsel olmaktan çıkarılıp dinselliğe dönüştürüldü. Yetişen kuşakların ve ülkenin geleceği ipotek altına alındı. Yargı tam anlamıyla siyasallaştırılarak adalet ortadan kaldırıldı. Bunun sonucu güven ortamının yok olması oldu. Buda yabancı ve yerli sermayenin yatırım yapmasına engel oldu. Ekonomik çöküntünün en büyük nedeni budur. Uzun lafın kısası tek adam rejimi çökmüştür.

Pek bir şey bilmediği halde her şeyi en iyi bildiğine inanan, kimseyi dinlemeyen, birinin başarılı olmasını beklemek abesle iştigaldir. Bu çıkmazdan kurtulmanın yolu bir an evvel seçime gitmektir. Geçmişte ülke çıkmaza girdiği zaman, iç tüzük gereği, ülkeyi içten ve dıştan gelecek tehlikelere karşı korumakla görevli olan Türk Silahlı Kuvvetleri müdahale ederdi. Bugün bu imkan yok. Her geçen gün durum daha da kötüye gidiyor. İktidar, iktidar nimetlerinden yararlanmaya devam etmek için erken seçime yanaşmıyor. İktidarın başı, ülkede işsizlik ve enflasyonun önemli ölçüde olamadığını söyleyecek kadar ülke gerçeklerinden kopuk. O kutuplaştırıcı bir dil kullanarak kendi seçmenini konsolide etmek suretiyle tekrar seçilmesine zemin hazırlamanın peşinde. Ülke yönetilmiyor, ülke savruluyor. Bu gidişin devam ettiği her gün, telafisi çok zor olacak zararlara yol açıyor.

Bu sakıncaları ortadan kaldırmak için, anayasal bir kurul oluşturulmalıdır. Bu kurulun görevi, ülkenin durumunu bilimsel olarak kontrol etmek ve ülkenin yararının bir erken seçimi gerektirdiği durumda erken seçim kararı alabilmek olmalıdır. Bu kurulun üyeleri halk tarafından seçilmelidir. Siyasi konumlarının tam tarafsız olması seçilmelerinin olmazsa olmazı olmalıdır.

Bu "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesinin gereğidir. Bu uygulama, iktidarın iktidar suresinin halk tarafından sınırlandırılması olur. Bunun demokrasiyle çelişir hiçbir yönü yoktur. Böylece ülkenin daha fazla tahrip olmasının önüne geçilmiş olur.

 

                                                                                                                      21.Kasım.2021 

                                                                                                                              Pendik

                                                                                                                          Emin Varol