Kurban

Emin Varol

                                                                

 

Maide Suresi Ayet 44 "Biz indirdik Tevrat'ı biz. İyiye ve güzele kılavuz var onda, ışık var. ....Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir."

Maide Suresi Ayet 43 "İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında iken nasıl oluyor da senin hakemliğine başvuruyorlar?...."

Bu ayetlerden, Tevrat'ın hükümlerinin geçerli olduğu, kitabın doğru olduğu ve Tevrat'a bağlı olanların Allah'ın onda indirdiğiyle hükmetmeleri gerektiği, bunu yapmayanların kâfir olacakları anlaşılıyor.

Maide Suresi Ayet 48 " Sana da Kitap'ı hak olarak indirdik. Kitap'tan onun yanında bulunanı tasdikleyici ve onu denetleyip güvenilirliğini sağlayıcı  olarak....."

 Bu ayetten de Kuran ile Tevrat arasında bir çelişki olamayacağı anlaşılıyor. Halbuki; Tevrat'a göre; Hz. İbrahim karısı Sara'dan olan oğlu İsak'ı Allah'a kurban ederken Cebrail koçu getirir. Kuran'a göre Hz. İbrahim cariyesi Hacer'den olan oğlu İsmail'i kurban ederken Cebrail koçu getirir. Bunların hangisi doğru? Tanrının sözünde tutarsızlık olur mu? İsmail bir cariyeden İsak ise hür bir kadından dünyaya geldiği için, zamanın değerlerine göre, İsak İsmail'den daha asildir. Bunun için Tanrıya kurban edilmeye daha uygundur. Bu konu tartışılmalıdır. Kurban kesmenin ritüelleşmesinin bu olayı takiben olduğu söylenmektedir.

Şimdi önümüzde Kurban Bayramı var. Yüz binlerce hayvan kesilecek. Elde bulunanlar yetmezse dış ülkelerden ithal edilebilir. Bu hayvanların satıldığı hayvan pazarlarında, boğuşmakta olduğumuz salgının yayılma tehlikesinin yüksek olduğu söyleniyor. Covit-19 salgınının önüne geçmek için, bir süreliğine camileri ibadete kapattık. Bu yıl, salgından dolayı, Hac'ca da gidilmeyecek. Gerçi Hac'a gidişi Suudi Arabistan engelledi. Çünkü salgını önlemek farz olan bir ibadetten daha önemlidir. Alınan önlem yerindedir. Kurban kesenlerin büyük bir bölümü işkembe ve paça gibi organları imha ederek ekonomik bir kayba sebep olmaktadır. Bu kaybın toplamı öyle küçümsenecek bir değerde değildir. Bu sene, salgın tehlikesine karşı, kurban kesilmesinin önlenmesi bu ekonomik kaybında ortadan kaldırmış olacaktır. Hac'a gidecek ve kurban kesecek olanların yapacakları harcamaların, yerel yönetimlerin ve merkezi yönetimin oluşturacağı fonlarda toplanması, bu paraların salgından dolayı işsiz kalmış, geçim sıkıntısına düşmüş olanlara yardım olarak aktarılması, Hac'a gitmekten de, kurban kesmekten de daha hayırlı olacaktır. Dara düşmüş olanların bir nefes almasını sağlayacaktır.Böyle bir uygulamanın hiçbir sakıncası yoktur. Yardıma muhtaç olanlara yardım etmek her insanın ve her yönetimin görevidir. İktidarın böyle bir uygulamayı düşünememesi düşünülemez. Amma bunu yapmazlar. Çünkü; siyasi İslam'ın arka bahçesi olan dinci kurumların kasasına kurban kesiminden dolayı olukla para akacaktır. Çıkar sağlamak için her yol meşrudur anlayışı dincilerin felsefesidir. Çıkar sağlamak için insan sağlığını hiçe sayanlardan daha vicdansız ve daha acımasız kim vardır?          

08.Temmuz.2020

             Çınarlı

             Emin Varol