Küfür

Emin Varol

 

Depremler bizi acıyı yaşamağa mahkum etti. Depremden üç gün sonra, deprem bölgesine giden AKP'li Cumhurbaşkanı, makam aracına binerken, depremzede bir kadına "Olanlar hep oldu. Bunlar kader planının içerisinde olan şeyler" dedi. Daha önce maden faciaları içinde "Bunlar işin fıtratında var" demişti. AKP'li Cumhurbaşkanı bu yaşanan olumsuzlukların Tanrı tarafından belirlendiğini, Tanrının taktirinin önüne geçilemeyeceğini, insanoğlunun yapacak pek bir şeyi olmadığına, inanıyor. Sen Tanrının verdiği aklı kullanma, gerekli önlemleri alma, sonrada faturayı tanrıya kes.

Bilim adamları yıllarca evvel deprem bölgesinde 7.4 ten daha büyük bir deprem olacağını rapor ettiler. Fakat bu raporlar sümen altı edildi. Depreme dayanıklı binaların inşa edilmesi sağlanmadı. Depremin etkisi azaltacak hiçbir önlem alınmadı. Depremden sonra arama kurtarma çalışmaları, yardım malzemelerinin ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması, yaralılara acil müdahale için gerekli sağlık önlemlerinin alınması, silahlı kuvvetlerin derhal devreye alınması, gıda ve giyecek ihtiyacının derhal karşılanması, barınma sorununun acilen çözümlenmesi gibi hususlar organize edilmedi. Bu önlemler alınmayınca deprem yıktı geçti.

Bu acizliğin, beceriksizliğin, basiretsizliğin bedelini masum insanlar canlarıyla ödedi, ödüyor. Bundan sorumlu olanlar, Tanrıyı parmağıyla göstererek işte suçlu diyor. Depremde birçok masum insan ezilerek can verdi. Bunların arasında hiçbir şeyden haberi olmayan çocuklarda vardı. Tanrını bu insanların ölümünü böyle takdir ettiğine inanmak Tanrıya hiç inanmamaktan daha beterdir. Tanrıya inanmamak küfürdür. Bu tutum küfürden de beterdir. Tanrı insanların canlarını işkenceyle alıp birçok masum insanında sakat kalmasına neden olacak bir eylemde bulunacak kadar zalim asla değildir. Din tacirlerinin dine verdiği zararı dine inanmayanlar veremez. Depremin Tanrının takdiri olduğunu söylemek Tanrının zalimliğini kabul etmektir. AKP'li Cumhurbaşkanı" bunlar kader planının içinde olan şeylerdir" diyerek depremin Tanrı tarafından yaratıldığını, masun insanların işkenceyle can vermelerini, çocukların, bebeklerin insanı kahreden bir biçimde hayattan kopmalarını, insanların sakat kalmalarını, insanların aç, susuz ve barınaksız sıkıntılı günler geçirmesini Tanrı taktir etmiştir. Din tacirlerine göre Tanrı acımasız bir zalimdir.

Tanrı insanlara aklı sorunlarını çözümlemek için vermiştir. Aklını kullanırsan ödüllendirilirsin kullanmazsan bedel ödemeye mahkumsun. Aklın kullanılmamasından doğan bedelin faturasını Tanrıya ödetmeğe kalkmak ne dinle ne imanla ve nede insafla bağdaşır. Böyle sorumsuz bir davranış küfürdür. Din tacirleri dini kullanarak siyasi rant sağlamak peşindedir. Böylesine sorumsuz bir davranış en büyük zararı dine vermektedir. Zalim ve acımasız bir Tanrıya aklı başında hiç kimse inanmaz.

Dini din tacirlerinin elinden kurtarmak mütedeyyin olanların görevidir. Önümüzdeki seçimleri bu yönden de değerlendirmek gerekir.