İtiraf

Emin Varol

 

 

Hukukun üstün olduğu bir devlette hiçbir otorite ve hiçbir güç hukuku etkileyemez. Yargı tamamen tarafsız ve bağımsızdır. Hukuk devletinde hiç kimse yargıyı etkilemenin yolunu aramaz. Yargıyı etkilemenin yolunun aranması yargıya güvensizlik anlamına gelir. Bir ülkeye yapılabilecek en büyük kötülük yargıyı siyasallaştırmaktır. Adalet dağıtan yargıç kararını verirken siyasi kriterleri göz önüne alırsa orada hukuk ortadan kalkmış demektir. Hukukun işlevini kayıp ettiği bir düzen düzensizlik düzenidir. Bu durumda ülke sorunlarına çözüm bulma olanağı yoktur.

Sinan Ateş’in siyasi bir cinayete kurban gittiği, çok güçlü bir ihtimaldir. Bu cinayeti aydınlatmak ve faillerine gerekli cezayı vermek yargının görevidir. Siyasetin yargıyı etkileyeceğini ve suçluların himaye göreceğini düşünen Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş AKP’li Cumhurbaşkanından ve diğer parti liderlerinden yardım talep etmektedir. Eğer devlet bir hukuk devleti olsaydı Ayşe Ateş’in böyle bir girişimde bulunmasına gerek kalmazdı. Güvenlik güçleri ve yargı gereğini yapardı. AKP’li Cumhurbaşkanının ve diğer parti liderlerinin Ayşe Ateş’le görüşmesi ve kendine yardım sözü vermesi, devletin hukuk devleti olmadığının itirafıdır. Dolandırıcılık suçundan tutuklu bulunan Candan kardeşlerin küçük kız kardeşlerinin AKP’li Cumhurbaşkanına sarılıp ablaları için yardım talep etmesi, AKP’li Cumhurbaşkanının yardım sözü vermiş olması da hukuk devleti olmadığımızın başka bir kanıtıdır.

Hukuka güvensizlik toplumun bütün kesimlerini etkisi altına almış durumda. Ne siyasi partilerin nede sokaktaki vatandaşın hukuka güveni kalmamıştır. Bunun sonucu olarak ülke bir kaosa sürüklenmek istenmektedir. Hakkari Belediye Başkanının yerine kayyum atanmasını siyasi bir davranış olarak değerlendiren DEM olayı her yerde proteste etmek için mitingler tertip etmektedir. Halbuki bu şahıs teröre yardım ve yataklık etmek suçundan 19 yıl 6ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Hukuka güvensizlik o boyutlara ulaşmıştır ki, bu kararın adli değil siyasi olduğu iddia edilmektedir.

Hukukla ekonomi birbirine göbekten bağlıdır. Bugün içine düştüğümüz ekonomik sıkıntıdan çıkmanın yolu, yatırım, üretim ve ihracattır. Yatırım yapılabilmesi için yatırımcının önünü görmesi ve piyasaya güven duyması gerekir. Buda ancak hukuk devleti olmakla gerçekleştirilebilir. “Adalet mülkün temelidir” sadece bir vecize değil, bir gerçeğin ifadesidir. Adaletin olmadığı yerde ne huzur olur nede düzen olur. Yargıyı siyasallaştırarak adalete olan güveni ortadan kaldırmak, bilinçsiz yapılıyorsa gaflet, bilinçli yapılıyorsa ihanettir. Bugün ülkenin en önemli sorunu yargının siyasallaştırılmış olmasıdır. Yapılacak ilk iş yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını sağlamaktır. Mağdurlara, yargıyı etkileyerek, yardım sözü vermek hukuk devleti olmadığımızın bir itirafıdır.

 

                                                                                                                      14.Haziran.2024

                                                                                                                            Pendik

                                                                                                                         Emin Varol