İhlas

Emin Varol

İhlas Finans kurumuna para yatırıp ta geri alamayan vatandaşların mağduriyetini gidermek için CHP'nin vermiş olduğu kanun teklifi ve araştırma önergesi, AKP'li ve MHP'li milletvekillerinin oyları ile ret edildi. Faizi haram kabul edenlerin inançlarını sömürerek 68 bin kişiden 400 milyon dolar çarpan ve Amerika'ya yerleşen Ören ailesi, dava 9 ay sonra zaman aşımına uğrayacağı için, bu paranın üstüne yatacak. İhlaszedelerin mahrumiyetini giderecek olan kanun teklifi İhlaszadeler tarafından mecliste ret edildi. Bu kanun teklifinin 14 yıllık bir mazisi var. 2005 yılında Bankacılık Kanunu, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülürken, CHP'nin vermiş olduğu önerge ile İhlas Finans'ın tasfiyesinin de, TMSF'ye devredilen bankalarda olduğu gibi yürütülmesi önerildi. Komisyonda kabul edilen öneri genel kurulda AKP oyları ile ret edildi. Şimdi 68 bin kişi inançlarının cezasını çekiyor. İhlaszedelerin, büyük bir çoğunluğunun, ihlaszadelere oy verdiği de bilinen bir gerçek. Hırsızları ve dolandırıcıları koruyan ve kollayan bir meclisimiz olduğu için sırtımız hiçbir zaman yere gelmez. Meclis bir milletin aynasıdır. Millet ne ise mecliste odur. Meclis ne ise millette odur. Fakat esas olan millettir. Bu meclis bu milletin içinden çıkmıştır. Milletvekilleri gökten zembille gelmediler. Bu vekilleri bu millet seçti. Bu millet ancak bu düzeyde olan vekil çıkarabiliyor, daha kalitelisini çıkaramıyor. Ülkeyi yönetenlerin halk dalkavukluğunu bir tarafa bırakıp, gerçekleri halka söylemeleri gerekir. Oy almak için halka yalakalık yapıp, eksikleri gidermek için gerekli önlemleri almamak, halka ihanettir. Soruna doğru tanı konulursa, doğru çözüm bulunur. Sorun millettir. "Çalıyorlar ama çalışıyorlar" diyerek, hırsızlığı içine sindirip, hırsızlığa bir meşruiyet kılıfı geçirerek hırsızlara oy veren bu milletten, daha kaliteli bir meclis beklemek beyhudedir. İhlas Finans din tüccarlarıyla milletin inancını kullanarak milleti dolandırdı. AKP milletin inancını istismar ederek iktidar oldu ve iktidarda kalmak için dini inançları her fırsatta istismar etmekten geri durmuyor. Siyasi ve ekonomik çıkar için dinin kullanılması, hem dini hem de siyaseti yozlaştırır. Laiklik, bir anlamda, din ve dünya işlerini birbirinden ayırmaktır. Onun için laiklik dini ve siyaseti yozlaşmadan koruyan bir ilkedir. Laiklik  demokratik ve kaliteli bir yaşamın olmazsa olmazıdır. Siyasetin yozlaşmaması demokrasinin önünü açar. Halkın ülke yönetimine yoğun şekilde katılmasını sağlar. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesine işlerlilik kazandırır. Halk kendi kaderini kendi belirler. Halkın gücünün ülke sorunlarının çözülmesine yönlendirilmesi demokrasi sayesinde olur. Demokrasinin kurum ve kurallarıyla işler hale gelmesi ekonomik kalkınmanın ve kültürel gelişmenin önünü açar. Bütün bu olumlu gelişmelerin çıkış noktası laikliktir. Diğer bir yönden laiklik ülke bütünlüğünün ve milli beraberliğin güvencesidir. Bütün bu nedenlerden dolayı, laiklik göz gibi korunmalıdır.