Gerçek

Emin Varol

Bilim, doğa yasalarını, Tanrının koyduğu kuralları açıklama işidir. İki hidrojen atomuyla bir oksijen atomunun birleşmesinden bir su molekülü olur. Bu yasayı Tanrı koymuştur ve bilimde bunu bulmuştur. Bu bakımdan bilim Tanrıya giden bir yoldur. Bilim Tanrının bir ürünüdür. Bunun için bilimle Tanrı sözü hiçbir zaman ters düşmez. Eğer böyle bir terslik söz konusu olursa, Tanrı sözü olarak kabul edilen söz, kesinlikle Tanrı sözü değildir. Bir sözün Tanrı sözü olmasının kriterlerinden biride, sözün bilimsel bir açıklamasının olması gerekir. Bu bilimsel açıklama yoksa o söz ya Tanrı sözü değildir veya bilim henüz o sözü açıklama düzeyine ulaşmış değildir. Bilimsel olarak doğruluğu kanıtlanmış bir durumla Tanrı sözü ters düşmez. Bir örnek vermek gerekirse; insan spermden ürer. Spermin testislerde ürediği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Tanrı sözü olduğu kabul edilen Kuran'ın Tarık suresinde; 5.ayet; "İnsan neden yaratıldığına bir baksın!",  6.ayet; "Fırlayan bir suyun bir parçacığından yaratıldı o", 7.ayet "Bel ile kaburgalar arasından çıkar o su", der. Bilim insanın yaratıldığı o suyun testislerde oluştuğunu kanıtlamışken, Tanrının bu suyun bel ile kaburga kemikleri arasından çıktığını söylemesi mantıklı değildir. Tanrıya inanan birisi bu sözün Tanrı sözü olduğunu kabul edemez. Tanrı evreni yaratan ve yönetendir. Sınırsız egemenlik ve bilgi sahibidir. Böyle bir Tanrının beddua etmesi, lanet okuması veya acizlik göstermesi söz konusu olamaz. Kuran'ın Leheb suresini 1.ayeti; "Elleri kurusun Ebu Leheb'in, zaten kurudu ya!" der. Tanrı, Ebu Lehebin ellerinin kurumasını istemez, çünkü onları anında kurutacak güce sahiptir. Bu ifadeyi bir takım mantık zorlamaları ile tefsir etmeye kalkışmanın da bir yararı yoktur. Bu sözün Tanrı sözü olduğunu kabul etmekte Tanrıya inanalar zorlanır. Kuran'ın Maide suresinin 64.ayetinde; "Bir de Yahudiler 'Allah'ın eli bağlıdır' dediler. Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lanete uğrasınlar!...."der. Tanrı Yahudilerin ellerini bağlamıyor da bağlanmasını ve lanete uğramalarını diliyor. Buna inanmak Tanrının sınırsız egemenlik sahibi olduğu inancına gölge düşürür. Kuran'ın Rad suresi 26.ayeti; " Fakat Allah'a verdikleri sözü belgeledikten sonra bozanlar ve Allah'ın birleştirilmeleri emrettiği ilişkileri koparanlar ve yer yüzünü fesada verenler  işte bunlar, lanet olsun onlara ve yurdun kötüsü de onlara olsun!" der. Tanrı dilemez icra eder. Kuran'ın Ankebut suresinin 64.ayetinde; "Bu dünya hayatı. Bir eğlence ve oyundan ibarettir. Gerçekten son yurt, işte öz hayat odur keşke bilselerdi" der. Tanrı insanların, bu dünya hayatının geçici bir oyun olduğunu asıl hayatın ölümden sonra başlayacağına inanmalarını istiyor ve bunun için keşke bilselerdi diyor. Tanrı insanları buna inandırmaktan aciz mi ki? Kuran'da buna benzer daha bir çok örnek var. Bu bakımdan, Kuran'ın Tanrı sözü olduğuna inanmak için bir kaç sefer düşünmek gerekiyor.   25.Ağustos.2018    Çınarlı Emin Varol