Duyarlılık...

Emin Varol

Toplumsal sorunların, sağlıklı, çözümü bireylerin göstereceği duyarlılığa bağlıdır. Toplumsal sorunlar karşısında duyarsız kalan toplumlar, geri kalmışlığa mahkumdur. Kendi çıkarlarını ön planda tutanlardan meydana gelen toplum, devamlı sorunludur. "Ben merkezli" anlayışın egemen olduğu toplumda bireyler için, sorunlu toplumda yaşamak, zorunludur. Yaşam bireysel çıkarların çatıştığı bir savaş alanıdır. Bizim üretmiş olduğumuz; "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın", "Gemisini kurtaran kaptan", "Çulunu sudan çıkaran", "Atı alan Üsküdar'ı aştı" gibi, afyon niteliğindeki, atasözleri "Ben merkezli" anlayışın egemen olduğu bir toplum olduğumuzun kanıtıdır. "Ben merkezli" anlayışı "Biz merkezli" anlayışa evirmediğimiz sürece çağdaş, gelişmiş ve sorunlarını büyük ölçüde halletmiş bir toplum haline gelmemiz mümkün değildir. "Biz merkezli" anlayış, toplumsal çıkarları, kişisel çıkarların önünde tutmaktır. Hakkı savunmaktır. Hakkın yanında olmaktır. M. Akif'in dediği gibi, "Kanayan bir yara gördüm mü, yanar ta ciğerim/ Onu dindirmek için çifte yerim, kamçı yerim/ Adam sende aldırma, geç git diyemem, aldırırım/ Çiğnerim çiğnenirim hakkı tutar kaldırırım", hakkı kaldırmaktır. Yasalara uymaktır. Yasalara uymayanları uyarmaktır. Yoksa "Ben merkezli" anlayışta olduğu gibi, vergi kaçıranları, iş bilir, yasaları çiğneyenleri, iş becerir, olarak değerlendirmek değildir. "Ben merkezli" anlayışa sahip olanlar, ülkedeki olaylar karşısında, televizyonda film seyreder gibi, gazetelerde roman okur gibi davranırlar. "Biz merkezli" anlayışa sahip olanlar ise, olumsuz olayların bir daha olmaması için bana ne görev düşer, sorusunu kendilerine sorarlar  ve gereğini yapmanın yollarını araştırırlar. Kişisel çıkarlarını ön planda tutanlar, bir taraftan toplumun yozlaşmasına neden olurken, diğer bir taraftan sorunları çözümsüz hale getirerek ülkenin gelişmesini engellerler. Ülkedeki insanları gelişmemiş bir toplumda yaşamaya mahkum ederler. "Ben merkezli" anlayış bir nevi ahmaklıktır. Bu anlayışa sahip olanlar için vergi kaçırmak, işini bilmek, demektir. Halbuki ödenen küçük çapta vergilerin toplamı büyük bir meblağ tutar ve buda büyük yatırım yapılmasına olanak sağlar. Yani ödenen küçük vergiler büyük yatırımlara neden olur ve büyük yatırımın nimetinden herkes yararlanır. Bir kişinin tek başına yapamayacağı yatırım herkesin, vergi yoluyla katkısı sağlanarak, gerçekleştirilmiş olur. Vergi paranın en verimli değerlendirildiği alandır. Vergi kaçırmak paranın değerlendirilmesini engeller. Buda, açık gözlülük değil, ahmaklıktır. Toplumsal sorunlara duyarlı olanların, sorunun çözümüne katkı sağlayabileceği yönetim sistemi demokratik sistemdir. Çünkü, fikri ifade  özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır. Demokrasi insan hak ve özgürlüklerinin güvencesidir. Özgürlükler gelişmenin anasıdır. Kişi yaratıcı gücünü ancak özgürlük sayesinde, toplumsal sorunların çözümüne katabilir. Özgürlük çok sesli bir toplumsal yapı oluşturur. Sorunlara en sağlıklı çözümde bu yapı içinde bulunur. Demokrasiden çok uzakta oluşumuz üzücüdür.