Düşünüyorum

Emin Varol

Ortada bir yapıt varsa, mutlaka onun bir yapıcısı vardır. Evren, insan aklının alamayacağı,
muhteşem bir yapıttır. Bunun tesadüf eseri olduğunu kabul etmek akılla bağdaşmaz.
Evreninde bir yapıcısı, bir tasarımcısı vardır. İşte bu Tanrıdır. Tanrı evreni yaratan ve yönetim
kurallarını belirleyen ve bu kurallar çerçevesinde evreni yönetendir. Bilim Tanrının koyduğu
kuralları açıklama işidir. Bir örnek vermek gerekirse; iki hidrojen atomuyla bir oksijen
atomunun birleşmesiyle bir su molekülü oluşur kurallını Tanrı koymuştur. Kimya bilimi de bu
kuralı açıklamıştır. Bu örnekler sayısız çoğaltılabilir. Bilim Tanrıya giden yoldur. Bilimsel olan
her şey aynı zamanda tanrısaldır. Bilimsel olanın tanrısal olamayacağına inanmak, bilimi de,
aklıda inkar etmiş olmaktır. Bunun tersi de, yani bilimsel olmayanın tanrısal olabileceğine
inanmakta boş inançtır.
Tanrı sözü olduğu kabul edilen ifadelerin, gerçekten Tanrı sözü olup olmadığına bu kriterleri
kullanarak karar verilebilir. Bilimin onayını alan bir ifade tanrısal olabilir. Fakat bilimin
onayından geçmeyen bir ifadenin tanrısal olması olası değildir. Burada bir parantez açalım.
Bilim henüz Tanrının koymuş olduğu bütün kuralları açıklamış değildir. Konumuz bilimsel alan
kapsamına giren ifadelerdir.
Kuran’ın Allah kelamı olduğuna inanılır. Kuran’da öyle ifadeler vardır ki, bilim bu ifadeleri
onaylamamaktadır. Kuran’da çok örnek vardır, ikisini vereceğim.
Nahl suresi ayet 66; “ Kuşkusuz sizin için hayvanlarda da büyük bir ibret vardır. Zira size,
onların karınlarındaki fışkı ile kan arasından (gelen), içenlerin boğazından kolayca geçen halis
bir süt içiriyoruz.”
Sütün fışkı ile kan arasından geldiğini bilim onaylamaz. Bilim sütün hayvanın memelerinde
oluştuğunu kanıtlamıştır. Bilimin onaylamadığı bu ifadenin Tanrı sözü olduğuna nasıl
inanacağız?
Tarık suresi ayet 5; “İnsan neden yaratıldığına bir baksın! Atılan bir sudan yaratıldı. (O su) sırt
ile göğüs kafesi arasından çıkar. İşte Allah (başlangıçta bu şekilde yarattığı) insanı tekrar
yaratmaya da kadirdir.”
Ayette adı geçen “atılan suyun” sperm olduğu aşikardır. Fakat spermin sırt ve göğüs kafesi
arasından çıktığı bilimsel olarak doğru bir ifade değildir. Bilim spermin testislerde oluştuğunu
kanıtlamıştır. Doğru bir ifade olmadığı aşikar olan bu ifadeyi Tanrıya atfetmek, en azından
Tanrıya saygısızlık olmaz mı?
Kuran’da göklere ve yıldızlara ait, bilimsellikten uzak böyle onlarca ayet var. Kuran’ı Tanrı ve
bilim açısından değerlendirdiğimiz zaman, bu kitabın Tanrı ifadesi olamayacağı ağırlık
kazanıyor. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözünün doğruluğuna inanmaktan başka
seçenek kalmıyor.

06.Temmuz.2024
Pendik
Emin Varol