İngiltere, İsrail, Hollanda gibi çok sayıda ülkeden gelen sporcular hem İstanbul’da hem de Antalya’da düzenlenen yarışlarda mücadele etti. Bir süredir spor olarak kabul edilen drone pilotluğu Türkiye’de de her geçen gün yaygınlaşıyor. Türkiye’de kurulan bir lig sayesinde drone sporuna ilgi artıyor.
Dünyada yapılan drone yarışları önceki hafta İstanbul ve Antalya’ya taşındı. Intercity Istanbul Park ve Antalya Muratpaşa Kent Meydanı’nda yapılan yarışlara birçok ülkeden çok sayıda sporcu katıldı. Yakın zamanda bir spor dalı olarak kabul edilen drone pilotluğu göründüğü kadar kolay değil. Uzun antrenmanlar ve çalışmalarla yarışlara hazırlanan sporcular drone pilotluğunun ciddi bir uğraş olduğunu söyledi. Türkiye’de Tech Drone League’de yarışan 15 yaşındaki Yasin Can Çelik, bir senelik profesyonel drone yarışçısı. Bugüne kadar üç yarışa katılan Çelik, tüm yarışmalarda finale kaldı. Sıralama turlarında 2’nci, yarışlarda da bugüne kadar 4’üncü oldu. Çelik’in drone kullanmaya başlama hikâyesi şöyle:
ÇOK ÇEKİŞMELİ VE HEYECANLI
“Robotik programlamaya meraklıyım. Daha sonra drone’ları keşfettim. Drone’lar dünyada 300 farklı kolda kullanılıyor. Drone yarışları çok çekişmeli ve heyecanlı olduğu için hoşuma gitti. Hem gerçek drone’la hem de simülasyonlarla sürekli antrenman yaptım. Türkiye’de Tech Drone League’de bireysel olarak yarışıyorum. Ligde 50 kişiyiz. Her yarışta bir klasman sistemi var. Yarışlar sıralama turları ve elemeler şeklinde oluyor. Sıralama turlarında pilotlar pistte dörderli şekilde süreye karşı yarışıyorlar. Ve sıralamalar sonucuna göre gruplar oluşturuluyor. En düşük sıralama yapanlarla en iyi süreyi yapanlar birbirleriyle eşleştirilip bir final eleme aşaması oluşturuluyor. Bu sisteme göre her spor dalında olduğu gibi finale çıkılıyor.”
Drone yarışlarında bir puanlama sistemi olmadığını söyleyen Çelik, “Amacımız pisti en kısa sürede tamamlamak. Tüm engelleri geçmek gerekiyor. Engeller drone’ların geçebileceği yapılarda. Genellikle yuvarlak, üçgen ve kare formlarda. Her yarışa özel engel tipleri oluyor. Bunlar pilotajımızı zorlayıp kıyasıya yarışmamızı sağlıyor” dedi.
Tech Drone League’in kurucularından Can Tayfun ise drone kullanımının her geçen yıl artmasıyla ilgili olarak, “Ülkemizde artık drone kullanarak hayatını kazanan insanlar var. Çekim dışında artık şirketlerde de güvenlik için kullanılmaya başlandı. Bunun dışında birçok sektörde kullanılıyor. Drone pilotluğu artık bir meslek oldu. Drone pilotluğu eğitimi de veriyoruz. Şu anda Hava Sporları Federasyonu’na bağlıyız. Amacımız kendi drone pilotlarımızı yetiştirmek” diye konuştu.
PİLLERİ 4 DAKİKA DAYANIYOR
- Drone’lar sıfırdan 100 kilometreye 1.2 saniyede çıkıyor. Toplamda 250 kilometre hız yapılabiliyor. Tek bir motoru saniyede 2000 devirde dönüyor. Çok şiddetli bir rüzgâr ve yağmur olmadığı sürece drone’lar hava şartlarından çok fazla etkilenmiyor. Yarış drone’larının pili maksimum 4 dakika dayanıyor. Nedeniyse elektrik akımının ve voltajın çok yüksek olması. Bu nedenle tüm pilotlar yarışlara birden fazla pil getiriyor.
GÖZLÜKLE İÇERİDEN GÖRÜŞ
- Drone’larda kullanılan çok sayıda ekipman var. Bunların en önemlisi pilotların kullandığı FPV (First person view) gözlükler. Bu gözlükler analog yayın üzerinden drone’larda bulunan FPV kameralardan anlık görüntüyü gönderiyor. Drone pilotları bu sayede uçak pilotları gibi içeriden görüş sağlıyor. Bu da pilotlara kolaylık sağlıyor.
250 BİN DOLAR KAZANDI
19 yaşındaki Luke Bannister drone pilotluğuna 15 yaşında başlamış: “Uzun antrenmanlarımız oluyor. Engelleri aşmaya çalışıp rakiplerimizle zamana karşı yarışıyoruz. Drone ciddi anlamda konsantrasyon, çalışma ve güç gerektiriyor. Bu nedenle drone bir oyun değil spor. Bugüne kadar çok sayıda ödül kazandım. Birçok yarışta birinci oldum. 2016 yılında Dubai WDP yarışında 250 bin dolar ödül kazandım. Haftada 4 gün pratik yapıyorum.”