İki gündür dört bacağı ve kuyruğu kesilmiş bir vaziyette Sakarya’da bir ormanda bulunan siyah yavru köpeğin görüntüsü gözümün önünden gitmiyor. O fotoğraf her aklıma geldiğinde içimde bir şeyler kopuyor, yüreğim yanıyor, içim kanıyor. Bu nasıl bir vahşettir, bu nasıl bir ruh halidir; bunu yapan nasıl bir insandır, ya da insan mıdır? Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, “Kepçe operatörünün orada iş yaparken kazaen ayaklarının kesildiği yönünde ön bir tespit var” açıklamasında bulunmuş. (daha sonra bu iddianın kendisine inandırıcı gelmediğini söyledi) Yani bu vahşetin sebebi bölgede çalışma yapan bir kepçe operatörü olduğu sanılıyormuş! Başka bir iddiaya göre de bu cinayeti işleyenler Suriyelilermiş! Hangi nedenle olursa olsun bu bir cinayettir. Cinayet diyorum, çünkü bu olayın bir insanı öldürmekten farkı yoktur. Aynı şekilde hayvanların önüne zehirli yiyecek atarak öldürmekte cinayettir. Bu toplum bu görüntüyü nasıl sinesine çekecek? O yavrunun yürek parçalayan görüntüsünü beynimizin ücra bir köşesine atıp unutacak mıyız? Bu cinayet, yapanın yanına kâr mı kalacak? O yavru köpeğin kara gözleri yaşadığı acının hesabını bizlerden sormayacak mı? “Kepçe operatörü kazayla yapmış” deyip ki çok da inandırıcı gelmiyor, içimizi mi soğutacağız? Biz millet olarak hangi ara bu kadar zalimleştik? Ne yazık ki hayvanları öldürenler ya bulunamıyor, bulunsalar da ceza almıyorlar. Birkaç gün önce Bodrum’da zehirli kıyma ile öldürülen onlarca kedi köpek ve tavuğun faili ya da failleri bulunabildi mi? Karnını doyurmak ümidiyle zehirli kıymaya yaklaşan ancak ölümle kucaklaşan biçare hayvanların tek istedikleri; sevgi ve bir lokma yiyecek. Bildiğimiz kadarıyla hayvan hakları ile ilgili yasa tasarısı aylardır kanunlaşmayı bekliyor. Yavru köpeğin ölümü üzerine Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, “Seçimden sonra ciddi adımların atılacağı ve ağır cezai yaptırımlar getirileceği” yönünde açıklamalarda bulundular. Biz de vatandaş olarak soruyoruz; Elinizden tutan mı var? Vekil maaşlarının bir gece yarısı jet hızıyla düzenlendiği Meclis’ de hayvan hakları yasasının geçirilmesi neden seçimlerden sonraya bırakılıyor? *** Özü sevgi ve merhamet olan İslam dini, tüm canlılara iyi davranmayı emreder. İyi bir insanı tarif ederken; “O çok iyi bir insandır; karıncayı bile incitmez” deriz. Karıncayı bile incitemeyecek bir merhamet ile donatılmış olan insanoğlu nasıl oluyor da “aşağılıkların daha da aşağısına” (tabir Kur’ân’a aittir) düşebiliyor? İnsanlar kadar diğer canlıların da yaşmaya hakları vardır. Bu hakkı onların elinden almak zalimliktir. Aylardır raflarda bekletilen Hayvan Hakları Kanunu’nun yeniden gözden geçirilerek (hayvanlara işkence etme, tecavüz ve öldürme suçlarına, insanlara verilen ceza ile eş değerde cezalar getirilerek) bir an önce çıkartılması ve hayata geçirilmesi gerekmektedir. Yoksa millet olarak bu yavru köpeğin vebalinin altında kalırız… Tülay Hergünlü İstanbul, 16 Haziran 2018