Ona dürüst olduğu için ikinci Ecevit diyenler oldu. O kadar didiklediler bir açığını bulmak için, bulamadılar. Dönüp dolaşıp “SSK’yı batırdı” komedisinden başka diyecek bir söz edemediler; çünkü “yiyecek” biri değildi. Yolsuzluk bulamadılar, usulsüzlük bulamadılar, haram yedi diyemediler. Diye diye “Bay Kemal” dediler. “Bay” olmak herkese nasip olmaz, ortalıkta onca “hay…” dedirten mevcutken!
Altmış dokuz yaşındayken, 420 km yol yürüdü; hak, hukuk ve adalet için.
İyi Parti’ye 15 milletvekili vererek, siyaset tarihine adını altın harflerle yazdırdı; demokrasi için.
Altı benzemez siyasi partiyi bir masa etrafında birleştirdi, çıkış yolu arıyor; Türkiye için.
Geçen hafta sonu da, “İkinci Yüzyıl Vizyonu” adıyla, muhteşem bir tanıtım düzenledi Bay Kemal’in Chp’si.
“Muhalefet ne yapıyor ki, iktidar olsalar ne yapacaklar ki” safsatalarına da, okkalı bir tokatla son noktayı koymuş oldu böylece. Bu tokat, her kesime geldi bana kalırsa.
Bu toplantı; tam da en lâzım olduğu zamanda, halka müthiş bir moral ve güç verdi.
Bu toplantıyla; bundan sonra aklın, bilimin ve vicdanın hakim olacağının sinyalleri verildi.
Bu toplantıda; Türkiye’nin seçeneksiz olmadığının; ayrıştıran, bölen küfür dilini, liyakatsizlik devrini sona erdirecek seçeneğin var olduğunun müjdesi geldi.
Bu toplantıyla; Türkiye’nin fabrika ayarlarına, yani Mustafa Kemal Atatürk’ün yoluna dönüleceği açık şekilde ortaya konuldu. O yolun dışında top koşturmak isteyenlerin kendine yer bulamayacağının mesajı verildi.
Mevcut düzenin nimetlerini yemeye alışmış, liyakatsiz bazı tipler kudurdu haliyle. Her zamanki gibi bel altı vuruşlara, ahlâksız saldırışlara başladılar tam da kendilerinden beklenen seviyesizlikle. Şaşırmadık tabi ki, çünkü artık devirleri bitiyor. Yirmi yıllık “reklâm arası” sona eriyor.
Çağ ilerliyor. İstese de istemese de aklın, bilimin ve vicdanın yol göstericiliğine direnemez artık hiç kimse, isterse Chp’li olsun…
Son derece insan odaklı bir sunum yapıldı işin uzmanları eliyle.
Şimdi soruyorum size; “altılı masanın adayı” neden Kemal Kılıçdaroğlu olmasın?
Hangi aday onun kadar cefasını çekti şu kirli siyaset arenasının?
Hangi aday bu pisliğin içinde bile paçaları kirlenmeden yürüyebiliyor yıllardır?
Hangi aday ondan daha fazla lâyık o makama?
Oy vermem diyenlere sözüm. Neden?
Ona oy vermemek için bir tane mantıklı bir sebep gösterebilir misiniz?
Sakın bana, “kaç tane seçim kaybetti” falan diye martaval okumayın.
Siz bugüne kadar, bir zarfın içinden çıkan üç oydan ikisini sayıp birini saymayan bir YSK gördünüz mü?
Siz bugüne kadar, anayasayı bile takmayan bir yönetim gördünüz mü?
Siz bugüne kadar, hukukun bu denli çiğnendiğine şahit oldunuz mu?
Siz bugüne kadar böyle acayip bir devir yaşadınız mı?
Yoksa sırf “Alevi” olduğu için mi istemiyorsunuz? Bizim Sünniliğimiz Allah vergisi mi?
Kemal Kılıçdaroğlu oraya oturmayı en çok hak eden kişidir bence.
Armudun sapı, üzümün çöpü devri çoktan geçti.
Mustafa Kemal’in izinden şaşmanın ne olduğunun girizgâhını acı acı yaşıyoruz bugün. O izi terk etmeye az kaldı. Onun bedelinin ne olacağını varın siz düşünün.