FETÖ'nun devletin her kademesine sızdığı ve devletin her kademesinde bir ayak oluşturduğu gerçeğini yaşadığımız olaylar kanıtladı. FETO'nun eğitim, sağlık, adli, ekonomik, emniyet, silahlı kuvvetlerde oluşturduğu ayak, kısmen de olsa, meydana çıkarıldı. Fakat FETÖ'nun siyasi ayağı, çok net, ortadayken bu ayağın yokluğundan söz edilmektedir. Şunu çok iyi bilmek gerekir. Siyasi ayak olmaksızın diğer ayakları oluşturma olanağı yoktur. Siyaset tarafından desteklenmeyen bir hareketin devletin eğitim, sağlık, ordu, emniyet, ekonomik, velhasıl bütün kurumlarına sızması söz konusu olamaz. Nitekim FETÖ'ya gerekli desteğin verildiğini, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan "Ne istediniz de vermedik" diyerek itiraf etmiştir.
Şimdi, emekli Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un bir televizyon söyleşisinde, FETÖ'nun siyasi ayağını bulmak için, "2009'da askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanma teklifini getirenler araştırılsın" önerisine, AKP'li C.B Erdoğan milletvekillerine "Şimdi ben özellikle kendi gurubuma sesleniyorum. Burada parlamentonun hukukunu korumak üzere süratle hepiniz dava açmak zorundasınız...bundan yaklaşık 11 yıl önce tüm partilerin desteğiyle çıkarılan bir düzenlemenin üzerine FETÖ gölgesi düşürmeye çalışılması Meclis'e saygısızlıktır.."diyerek karşılık verdi. Bu sözler gerçeği yansıtmamaktadır. Bir gece yarısı torbaya eklenen bir madde ile oldu bittiye getirilerek çıkarılan bu yasanın iptali için CHP Anayasa Mahkemesine başvurmuştur. O bakımından "bütün partilerin desteğiyle bu düzenlemenin yapıldığı" sözü doğru değildir. Bu düzenlemenin askeri vesait kaldırmak ve demokrasi güçlendirmek için yapıldığı savı da doğru değildir. Askerlerin askeri mahalde işledikleri suçlardan dolayı askeri mahkemelerde yargılanmalarının demokrasi ile çelişen tarafı nedir? Bu düzenlemenin nedeni; AKP ve FETÖ'nün amacı olan siyasi İslam'ı etkin kılabilmek için laikliği savunan güçleri, (bunun başında ordu gelir) etkisizleştirmektir. AKP ve FETÖ'nun aynı amaca hizmet ettiklerini AKP'li C.B. Erdoğan "Biz aynı menzile farklı yollardan giden iki kuruluştuk" diyerek itiraf etmiştir. Düzenlenmenin yapıldığı tarihte FETÖ Askeri Yargıya yeteri kadar sızmış değildi. Onun için askerleri askeri yargı yoluyla etkisizleştirmek mümkün değildi. Bunun için askerlerin sivil yargıda yargılanmaları sağlayacak düzenlemeye gerek vardı ve bu yapıldı. Çünkü sivil yargı AKP ve FETÖ'nun güdümüne girmişti. Orduya kurulan Balyoz, Poyrazköy, Askeri Casusluk gibi kumpaslar bu düzenlemenin akabinde devreye sokuldu. Bu kumpas davaları yargıda görüşülürken AKP'li C.B. Erdoğan " Ben bu davaların savcısıyım" diyerek konumunu belirlemiştir. Orduyu yıpratmak için kurulan kumpasların savcılığını üstlenmek FETÖ ile aynı paralelde olmanın kanıtıdır.
Kısacası 15 Temmuz'dan evvelki AKP FETÖ'nün siyasi ayağıdır. Bu çok aşikardır. Şimdi bazıları hala FETÖ'nün siyasi ayağını arama peşinde. Bulunan bir şeyi aramak beyhudedir. Hiçbir şey bulunamaz. Çünkü aranan şey bulunmuştur.
07.Şubat.2020
Pendik