Her devrim karşıtını yaratır kuralı Aydınlanma Devrimi içinde geçerliliğini korudu. Aydınlanma Devrimiyle Ortaçağ karanlıklarından çıkıp çağdaş uygarlık yoluna girdik. Bu yolda uzun mesafeler kat ettik. 1950 de Demokrat Partinin iktidara gelmesiyle çağdaşlaşma yolundaki hızımız kesildi. Karşı devrimin etkisi belirmeye başladı. Nihayet, Aydınlanama Devrimini savunduklarını iddia edenlerin aymazlıklarının bir sonucu olarak, AKP iktidara geldi. Bu iktidar ülkenin rotasını, yavaş yavaş Ortaçağ karanlıklarına doğru çevirdi. Bu karanlığa gidişi, sindire sindire millete kabul ettireceklerini AKP Genel Başkanı açıkladı. Bu karanlığa gidiş her geçen gün ivme kazanıyor. Başörtüsü ile başlayan gidiş, İstanbul Sözleşmesinden çıkış aşamasına geldi. Devletin tarikat ve cemaatlere teslim edilmiş olması, ihtiyaçtan çok fazla İmam Hatip Okullarının açılmış olması, 4-6 yaş arasındaki çocuklar için açılan Kuran Kursları, okullardaki müfredatın bilimsellikten dinselliğe değiştirilmiş olması, tarikat ve cemaatlerin medreselerinde gençlerin beyinlerine pranga vurulması, gereksinim olmadığı halde her yerde bir cami yapılması, faize ekonomiyi olumsuz etkilediği için değil haram olduğu için karşı çıkılmış olması, daha birçok uygulama bu karanlığa gidişin aşamalarıdır. Son zamanlarda laikliğin Anayasadan çıkarılması ve Hilafetin geri getirilmesi istekleri, geldiğimiz durumu göstermesi bakımından ilginçtir.
Kadına karşı ve aile içi şiddeti önlemek amacıyla yapılan ve 24 Kasım 2011 TBMM'de oybirliğiyle kabul edilen İstanbul Sözleşmesinden, bir gece çıkarılan bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle çekildik. Gerekçe; "İstanbul Sözleşmesi, Türkiye'nin toplumsal ve ailevi değerleriyle bağdaşmayan eşcinselliği normalleştirmeye çalışan bir kesim tarafından manipüle edilmiştir. Türkiye'nin sözleşmeden çekilme kararı alması bu nedene dayanmaktadır." Eşcinsellik insanın serbest iradesiyle belirlediği bir tercih değildir. Bu bir yaratılış sonucudur. Kendi elinde olmayan nedenlerle eşcinsel olmuşlara olumsuz bir ayrıcalık uygulamak, onlarında bir insan olduğunu ve insan haklarından yararlanmak hakkına sahip olduklarını unutmak ne insanlıkla ve nede vicdanla bağdaşır. Onlara da toplum içinde gerekli yeri vermek, en azından, bir uygarlık göstergesidir. Nitekim gelişmiş toplumlarda bu uygulamanın yapıldığına tanık oluyoruz. Eşcinselliğe dinciler insani açıdan değil, dinci penceresinden bakarlar. Eşcinsellik dine göre günahtır. Bunun içinde dışlanması ve eşcinsel olanların insan haklarından yararlanmasının önüne geçilmesi gerekir, inancıdadırlar. Cemaat ve tarikatların İstanbul Sözleşmesinden çıkışı alkışlamalarının nedeni budur. Bu sözleşmeden çıkışın nedeni, hayatı İslam'ı kurallara göre düzenlemek istemektir. Yapılan dinci ve faşist bir toplum oluşturmaktır. İstanbul Sözleşmesinden çıkış bu oluşumun bir aşamasıdır.
Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kanunların yürürlükten kaldırılmasının hukuki olmadığını hukukçular söylüyor. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı TBMM'nin hakkını gasp etmiş olduğunun ya farkında değil veya diktatörlüğünü resmen ilan etti.
23.Mart.2021
Pendik