Ruh bağı bir kişiye karşı hissedilen güçlü, etkili bir bağdır. İnsan zihnini zamanla tüketen bu bağları kendi içinde bulmadıkça kendinde köklü bir değişim gerçekleştiremez. Ruh bağlarının da sınıfları vardır. Hizmet ettikleri amaca göre değişen bu bağlar İnsan üzerinde karşılıklı etkileşim dengesi bozulduğunda bireylerin depresyon yada travma yaşamalarına zemin hazırlayan etkili birer faktör haline gelecektir. Ruh bağı çeşitlerine ; duygusal ruh bağı,dürtüsel ruh bağı,sosyal ruh bağı,koruyucu ruh bağı,manevi ruh bağı gibi bazı başlıklar atılmıştır. Her bir bağ ayrı ayrı incelendiğinde kişinin kavrayış ve yaşayışı farklılık gösterecektir. Bireylerin bu derin duygu durumunu hayatlarının içerisine entegre ederken ilk etapta dopamin hormonunun etkisi ile nirvanaya ulaşmaları belki de zihninde eşsizmiş gibi algılansa da zamanla beklentiler arttıkça bu bağlar zarar görmeye başlayacak ve kopma noktasına gelecektir. Bazı bağlar ise değişken duygu durumları ve negatif düşüncelerden etkilenmeyecek kadar kuvvetli olduğu için asla kopamayan ama kısır döngüye giren bir hal alacaktır. Bunun sebebi bilimsel olarak tam açıklanamasa da zihinsel ve düşünsel boyutta incelenebilmektedir. Hayatımızın her evresinde insanlar ile farklı bağlar kuruyoruz. Sosyal ruh bağı , duygusal ruh bağı yada manevi ruh bağı kurduğumuz kişilerden ruh bağımızı koparamayışımız bizim bu bağlara ne kadar sıkı tutunmamız ile alakalıdır. Zihinsel,duygusal,arzusal ve tutkusal eylemlerin benliğimize hükmetmeye başlaması belki de bu bağların daha da güçlenmesine etki etmekte ve kendimizi kontrol edemeyecek bir boyuta taşımamıza neden olacaktır.
Ruhsal bağı koparmak isteyen fakat bunu gerçekleştiremeyen kişiler aslında bu bağdan beslenerek duygusal ve zihinsel tatmin sağladıklarının farkında olan kişilerdir. Tercih ettikleri belkide budur.Bu da o kişilerin birçok bastırdığı korkuların gün yüzüne çıkarak kaybetme ve değersizlik gibi duygularla başa çıkamama yada bu duygularla yüzleşmeye hazır olamamaları ile ilişkilidir. Kısacası kişilerin travmaları ile yüzleşmeyi ertelemesi durumu... Peki neden bağ kurulan kişiler ile pozitif an'lar sürdürülemez? Çevresel faktörler, yaşam kalitesi ve dinamikleri yada kişinin karakteri bu pozitif durumu negatife çevirebilecek risklerdir. Peki bu tek taraflı negatif ruhsal bağlara tutunmak yerine serbest bırakmak insana ne hissettirecek? Belki de kaybetmek,değersizlik ,sevgisizlik,beğenilmemek, dışlanmak gibi duyguları yaşayacağına inanan bu kişiler aslında serbest bıraktığı o ruhsal bağ ile ne kadar özgürleşebilecegini bilse yine de tutunmaya devam eder mi? Eminim özgür olacağına inanan/inanacak bu kişiler serbest bırakmayı tercih edeceklerdir. Zira insanoğlu prangalardan ve kafese kapatılmaktan ziyade özgür yaşamaya kodlanmış varlıklardır. Yani olumsuz her duyguyu serbest bırakmak aslında insanı özgür kılan , karar vermek zor olsa da işlevsel ve kişiye fayda sağlayacak bir eylemdir...Özetle; size hizmet etmeyen bağlarınızı koparın ve özgürleşin, güzel hissetiren ve kopmayan bağlarınızı ise güçlendirin... Herşey sizin zihninizde ve sizin elinizde...
Sibel Çeçen Yavaş
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.