AKP’li Cumhurbaşkanı, haklı olarak, İsrail’e ateş püskürüyor. Ortadoğu’da oluşan bu trajik ortamın oluşmasında kendi payının olduğunu unutmamak gerekir. Büyük Ortadoğu projesinin (BOP) eş başkanı olduğunu kendisi söyledi. BOP’ un İsrail’ güvenliğinin sağlanması için üretilmiş bir Siyonist proje olduğunu yadsımak gerçekçi değildir. Bu projeye göre önce İsrail’in güvenliği sağlanacak sonrada “vaat edilmiş toprakların” İsrail’e katılması sağlamak için 24 ülkenin sınırları değiştirilecekti. Suriye, İsrail’in güvenliğini, tehdit eden bir devletti. Bu devletin güçsüz hale getirmesi gerekiyordu. Suriye ile ilişkilerimiz çok iyi idi. “Kardeşim Esat” bir gecede, katil Eset oldu. Terör örgütlerine destek verilerek Suriye bir iç savaşa sürüklendi. Yıllarca süren bu savaşın neticesinde Suriye gücünü büyük ölçüde kaybetti. İsrail için bir tehdit unsuru olmaktan çıkarıldı. Suriye güçlü bir devlet olarak kalsaydı, İsrail Filistin de bir soykırımı uygulayacak cesareti gösteremezdi. Lübnan’a saldıramazdı. Ortadoğu’da yaşanan bu insanlık trajedisi yaşanmazdı. Bu ortamın oluşmasına AKP’li Cumhurbaşkanın, yanlış Suriye politikasının, katkısı büyük olmuştur. Bugün Ortadoğu’da akan masum kanı AKP’li Cumhurbaşkanının ellerine bulaşmıştır.
Şimdide kalkmış, “Filistin ve Lübnan’ı hal ettikten sonra” İsrail’in hedefinde Türkiye vardır diyor. Bu ifade acizliğin itirafıdır. Türkiye, İsrail’in saldırma cesaretinde bulunabileceği aciz bir ülke haline mi geldi? Yirmi iki yıldır ülkeyi AKP yönetiyor. Ülkeyi getirdikleri durum bu. Seksen beş milyonluk bir ülkenin sekiz milyonluk bir ülkenin saldırısına uğrayacağını söylemek, ülkenin acizliğinin itirafıdır. Demek ki AKP kadroları ülkeyi yönetemedi. Hiç vakit geçirmeden iktidardan uzaklaştırılmaları gerekir.
AKP’li Cumhurbaşkanın bu sözlerinden sonra, gerçek durumu öğrenmek için, TBBM’ de yapılan kapalı oturuma AKP’li Cumhurbaşkanı katılmaya tenezzül etmedi. Kapalı oturuma neden olan sözlerin sahibinin oturuma katılmayışı tam bir ciddiyetsizlik örneğidir. Kendi yerine iki memurunu görevlendirmiş olması asla yeterli değildir. Türkiye Büyük Millet Meclisi milli iradenin tecelli ettiği yerdir. Böylesine önemli bir oturuma katılmaya tenezzül etmemek milli iradeye yapılan, en azından, bir saygısızlıktır.
Cumhurbaşkanının, “laf olsun heybe dolsun” diye konuşması kabul edilemez. Söylediği sözlerin ciddiye alınması gerekir. Ülke gündemini değiştirmek amacıyla gerçeklerle bağdaşmayan sözlerin piyasaya sürülmesi sorumsuzluktur. Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan bir kişinin sorumsuzluk sergilemesinin kabul edilebilecek bir yanı yoktur. Milli iradeye saygısızlık diktatörlüğün bir kanıtıdır.
Bir yandan İsrail’e ateş püsküreceksin, öbür yandan Küreciği kapatmayacaksın ve İsrail’le ticarete devam edeceksin. Bu riyakarlığın daniskasıdır.
11.Ekim.2024
Pendik
Emin Varol