AKP’nin amacı Türkiye’yi bir şeriat devleti haline getirip, siyasi İslam’ı egemen kılmaktır. Bunun içinde tarikat ve cemaatlerle işbirliği yapmaktadır. Hüda partisiyle anlaşmasının altında bu neden yatmaktadır. Milli eğitimin dinselleştirilmesi, ihtiyaçtan çok fazla İmam Hatip okullarının açılması, sayısız Kuran Kursları hep bu amaca giden yolların döşeme taşlarıdır. Ülkenin çimentosu olan laikliğin Müslümanlıkla yan yana gelemeyeceğini AKP’li Cumhurbaşkanı “Bir insan ya laik olur veya Müslüman olur” diye ifade etmiştir.
Bunların samimi Müslüman oldukları da şüphe götürür. Çünkü samimi Müslüman siyasi çıkarı için dinini kullanmaz. Din samimi Müslüman için dokunulmaz kutsal bir değerdir. Bu değeri kullanarak siyasi rant elde etmek samimi bir Müslümanın yapacağı iş değildir. AKP camileri adeta seçim bürosu haline getirmekte bir sakınca görmüyor. Sultan Ahmet Cami’nin avlusunu AKP’li Cumhurbaşkanı miting alanına çevirmiş olması pek kabul edilebilir değildir. Kentsel dönüşüm kapsamında evleri yenileyecek ev sahiplerine “Yarısı bizden” diyerek inşaat masraflarının yarısının hibe olarak verilmesi ve diğer yarısının 2 yıl ödemesiz, yüzde 0,79 faizle 10 sene vadeli krediyle karşılanmasının vaat edilmiş olması da hakça bir davranış değildir. Çünkü hibe edilecek parada tüyü bitmemiş yetimin hakkı vardır. Bu para milletin parasıdır. Evi olmayanlardan, fakirden fukaradan toplanan vergilerden elde edilen bu paranın ev sahiplerine verilmesinin kabul edilebilecek bir yanı yoktur. Bu fakirden alıp zengine vermek gibi haktan yoksun bir tutumdur. Bu parayı alacak olanların bunun dinende haram olduğunu bilmesi gerekir. Her işe burnunu sokan Diyanet İşleri Başkanlığını bu konuda sesinin çıkmayışı da ilginçtir. Bu nasıl Müslümanlıktır? Bir taraftan din dendiği zaman mangalda kül bırakmayacaksınız öbür taraftan dinin yasaklamış olduğu bir uygulamayı yapacaksınız. Bunun adı, en yumuşak tabiriyle, riyadır. Siyasi rant uğruna din tacirliği yapacaksın ve yeri geldiği zaman dini kuralları hiçe sayacaksın. Milletin parasını kendi yandaşlarının cebine hortumlamakta bir sakınca görmeyeceksin. Bu nasıl bir sahtekârlıktır?
Miting meydanlarında muhalefete hakaret edeceksin, muhalefetin teröristlerle işbirliği yaptığı yalanını söyleyeceksin ve iftirasını atacaksın, sonrada Müslüman geçindiğini söyleyeceksin. Halkı aldatmanın dindarlık ne alakası vardır? Bunu ancak dinciler yapar.
Millet işsizlik ve yoksulluk kıskacının içinde çok zor günler geçiriyor. Hayat pahalılığı milleti inim inim inletiyor. Ekonomik sıkıntı Cumhuriyet tarihinde görülmemiş boyutlara ulaştı. Bu çıkmazın en büyük nedeni uygulanan Tek Adam rejimi denen ucube sistemdir. Çıkış yolu; Tek Adam rejimini terk edip Güçlendirilmiş Demokratik Parlamenter Sisteme geçiştir. Önümüzdeki seçimler bugünkü Tek Adam rejimine devam mı yoksa tamam mı demek seçimidir. Ülkenin geleceğini düşünenlerin bu Tek Adam rejimine tamam diyeceğine inanıyorum.