Herkesin inancı kendine göre doğrudur. Birine göre doğru olan başkası için yanlıştır. Onun için dinlerde sayısız mezhepler vardır. Toplumsal düzeni din kurallarına göre düzenlemek birlik ve beraberliği dinamitlemektir. Çoğunluğun mezhebine göre oluşturacağınız düzen o mezhebi benimsemeyenlerce kabul görmeyecektir. Herkesin inancına göre yaşamasını sağlayacak bir hukuk sistemi oluşturmak pratikte mümkün değildir. Kamu düzenini dini kurallara göre değil de, hayatın gerçeklerini dikkate alarak, aklı ve bilimi kullanarak oluşturmak, uygar bir toplum olmak için, bir zorunluluktur. Ülkenin geleceği ve ulusun birliği için laiklik vazgeçilmezdir. Laiklik aynı zamanda demokrasinin olmazsa olmazıdır. Geleceğe güvenle bakmak ve insan gibi yaşamak istiyorsak laikliği gözümüz gibi korumak zorundayız.
Ne yazık ki; AKP kadroları, siyasi İslam'ı egemen kılarak laikliği ortadan kaldırmak için yoğun caba içindedir. Aslıda; Müslüman toplumların İslam'ı kurallara göre yönetilmesi emperyalist ve Siyonist bir projedir. Bu projenin hayata geçirilmesiyle Müslüman toplumları pazar olarak kullanmak sağlanacaktır. Kader anlayışının egemen olduğu bir toplumun çağdaşlaşma şansı yoktur. Ülkeyi Ortaçağ karanlığına sürükleyenler bu konuda oldukça önemli mesafe kat etmiş durumdadır. Yargıtay binasının dualarla açılmış olması, Diyanet İşleri Başkanının devlet protokolünde Genel Kurmay Başkanın, iki basamak,önüne geçirilmiş olması, Milli Eğitimin dinselleştirilmesi, devletin tarikat ve cemaatlere teslim edilmesi, ihtiyaçtan çok fazla İmam Hatiplerin açılması, sayısız Kuran Kursularında küçük yaşta çocukların beyinlerinin yıkanması, Diyanet İşleri Başkanının her yerde ön plana çıkarılması, laikliğin pratikte rafa kaldırıldığının kanıtıdır. Dincilerin istediği devleti İslami kurallara göre yönetmektir. Sünni mezhep anlayışı doğrultusunda oluşturulacak olan yönetimin, toplumun bu mezhepten olmayan kesimine nasıl uygulanacağı bir soru işaretidir. Dincilerin dediği Kuran'a göre devlet yönetilecek ve sorunlar daha kolay çözülecek. Kuran kölelik sistemini tanır. Bu sistem yeniden mi kurulacak? Şahitlik konusunda bir erkeğin muadili iki kadındır. Hukuk sistemi buna göre mi düzenlenecek? Ana babadan kalan mirasta erkek kadının aldığı payın iki katını alır. Miras hukuku buna göre mi düzenlenecek? Hırsızlık yapanın eli kesilir. Mal için bir insanı sakat bırakacak kadar acımasız ve vicdansız olan bu uygulama hayata mı geçirilecek? Bir erkeğin dört kadına kadar almasına mı olanak sağlanacak? Gerektiğinde kadınların dövülmesi mi meşru sayılacak?
Laik devletin memuru olan Diyanet İşleri Başkanı dinin Allah'la kul arasından çıkarılıp, adli, siyasi, ekonomik her sahaya girmesi gerektiğini söylüyor. Dinin bu sahalara girmesi, dindeki farklı yorumlardan dolayı, sadece kaos yaratır. İnsanlar bu kaos ortamında yuvarlanıp giderken emperyalistler ve Siyonistler sevinçten avuçlarını ovuşturur.
Devleti Ortaçağında gerisine taşıyacak bu gidişi durdurmak, hem vatani hem de insani bir görevdir. Bu milletin bu görevi seçimde yerine getireceğine inanmak istiyorum.
13.Eylül.2021
Çınarlı
Emin Varol