Ülkeyi içine düştüğü çıkmazdan kurtarmak için, farklı görüşlerde olan altı siyasi parti bir araya gelerek bir mutabakat sağladılar. Bunların oluşturduğu Millet İttifakı'nın önümüzdeki seçimlerde iktidara geleceğine kesin gözüyle bakılıyor. 30 Ocak'ta açıklanan "Ortak Politikalar Mutabakat Metni" bir hükümet programı özelliğindedir. Bu metin çıkmazdan kurtulmanın yol haritasıdır. Bu altı partinin bir araya gelmesi ve ortak bir mutabakat metni hazırlamış olmaları Türk siyasetinde bir dönüm noktasıdır. Ülke sorunlarına ortak aklı kullanarak çözüm aramak demokrasinin olmazsa olmazıdır. Bu parti liderleri yakalarındaki parti rozetini çıkarıp yerine Türkiye rozetini takarak kafa kafaya vermiş ve ülke sorunlarına çözüm üretmişlerdir. Bu siyasi tarihimizde ilk defa olmaktadır. Bu sağlıklı gidişi sonuna kadar devam ettirebilirlerse ülkeye büyük bir hizmeti gerçekleştirmiş olurlar. Bugünkü sorunların kaynağı "Tek Adam" rejimidir. Güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme geçiş, rejimi sorun olmaktan çıkarıp sorun çözme aracı haline getirecektir. Türkiye Cumhuriyetinin demokrasi ile taçlandırılması kurtuluşun ta kendisidir. Bu hareketi desteklemek kendini bu toprakların çocuğu kabul eden herkesin görevidir.
"Millet İttifaktı" cumhurbaşkanı adayını nasıl belirleyeceğini aylarca önce açıkladı. Aday belirleme süreci açıklandığı gibi devam etmektedir. Ancak durumun ciddiyetini kavramaktan uzak olan bazı siyasilerden çatlak sesler çıkmaktadır. AKP ve payandası Millet İttifakının dağılmasını dört gözle beklemektedir. Çok uzak bir ihtimalde olsa Millet İttifakının dağılması ülkenin geleceğinin yok olması demektir. Bunun sorumluluğunu hiç kimse yüklenemez. Siyasiler söylemlerini ve eylemlerini Millet İttifakının hassasiyetini dikkate alarak düzenlemek zorundadırlar. Siyasi partilerin "ülke sorunlarını çözme" ortak paydasında buluşmuş olmaları ülke geleceğinin güvencesidir. Bu eylemi devamlı kılmak gerekir. Siyasetin ülkeye hizmet etmek olduğunu devamlı göz önünde bulundurmak siyasilerin hiç bir zaman unutmamaları gereken bir husustur. "Söz konusu vatansa gerisi teferruattır" bu anlayışın başka bir ifadesidir. Millet İttifakının sağlıklı devamını sağlamak siyasilerin tarihsel bir sorumluğudur. Bu ittifakın dağılmasına neden olacak davranışta bulunanlar tarih ve millet önünde suçlu olmaktan asla kurtulamazlar.
İşsizliğin, enflasyonun, cari açığın ve borçların zirve yaptığı bir süreci yaşıyoruz. Ülke ekonomik açıdan tam bir çöküntü içinde. AKP'li Cumhurbaşkanı "benim alanım ekonomi neticesi ortada" diyor. Allah'tan alanı ekonomi, eğer alanı ekonomi olmasaydı olacakları düşünmek bile insanı ürpertiyor. Ekonomi biliminde yeri olmayan "faiz sebep, enflasyon neticedir" kuralının doğru olduğunu savunan bir ekonomistin ülkenin kaderini belirleyecek konumda olması gerçekten bu millet için bir talihsizliktir.
Bu ekonomistten kurtulmak için Miller İttifakı bir şanstır. Önümüzdeki seçimlerde bu şansı değerlendirmek zorundayız.
