SPOR

Spor bedenen ve ruhen gelişme aracıdır. Spor, insanlar arası ilişkileri güçlendirerek, dostluk, arkadaşlık ve barışa hizmet eder. Sportif yarışmalar farklı kültürlerde olan insanları bir araya getirerek tanışmalarına, dostluklar kurmalarına zemin hazırlar. Olimpiyatlar bunun somut bir örneğidir. Spor dünyada barış ve huzur içinde yaşamaya yardımcı olur. Bireysel olarak, sağlıklı yaşamın spor olmazsa olmazıdır. Bedensel gelişmenin en önemli faktörüdür. Bir yandan bedensel gelişmeyi sağlarken diğer bir yandan ruhsal gelişmeye yardımcı olur. Onun içindir ki sporcu ahlaklı olur. Sporcu dürüsttür, merttir, adildir. Sporcu yarışmalarla bu meziyetleri kazanır. Centilmenlik sporun ayrılmaz bir parçasıdır. Bedensel ve ruhsal gelişme amacına hizmet etmeyen, dostluk yerine düşmanlık yaratan, centilmenlikten yoksun hiçbir çalışma spor kapsamına girmez. Yarışmaların yarattığı rekabetin olumsuz etkileri centilmenlik anlayışıyla etkisizleştirilir.

Bu sayılar kriterlerin hiçbirine uymayan futbol, bugün spor dünyasına egemen olmuş bir konumdadır. Futbol bedensel ve ruhsal gelişmeye, bir spordan beklenen, katkıyı sağlamaktan uzaktır. Futbolcuların ahlak durumları da tartışmalıdır. Biraz isim yapmış futbolcuların birçoğu gece hayatına müpteladır. Bunların ahlak anlayışları, kabul edilen, ahlak normlarının dışındadır. Bedensel gelişmeye sıra gelince, belli bir yaştan sonra futbolcular sağlık sorunlarıyla boğuşmak zorunda kalmaktadır. Maçlar taraftarların tanışmasına, dostluklar kurmasına değil düşmanlaşmasına neden olmaktadır.

Bugün futbol bir spor kolu olmaktan daha çok bir ekonomik sektör haline gelmiştir. Milyonlarca dolar verilerek transfer edilen futbolcular ekonomide bir kara delik açmaktadır. Futbolcuların kazançları hak edilmiş bir kazanç olmaktan çok fazladır. Bu paraları futbol kulüpleri taraftarlardan çıkarmak zorundadır. Bunun içinde futbola duyulan ilgi düzeyinin sürekli yüksek tutulması gerekir. Bu medya aracılığıyla gerçekleşebilir. Medyada futbola ayrılan yer ve zaman diğer spor dallarına ayrılandan kat be kat fazladır. Gazetelerin spor sayfaları ve televizyonların spor programları, hiçbir değer ifade etmeyen futbol haberleriyle doludur. Bu yoğun futbol propagandasıyla halk futbola yönlendiriliyor. Neticede, evine ekmek götüremeyenler cebindeki parayı maç biletine veriyor. Halk futbolu gereğinden fazla önemseyecek bir konuma getiriliyor. Kulüp taraftarı olmak insan olmanın bir gereğiymiş gibi değerlendirilecek boyutlara taşınıyor. Başka kulüp taraftarlarına adeta düşman gözüyle bakılıyor. Taraftarlar arasında çıkan kavgaların temelinde futbol şartlanması yatıyor. Futbol maçları kardeşi kardeşe düşürecek boyutlara geldi. Bu ulusal birliği bile tehlikeye düşürecek boyutlara ulaşabilir. Trabzonspor- Fenerbahçe maçının sona ermesinden sonra çıkan olaylar, futbolun insanlar üzerindeki olumsuz etkisinin bir sonucudur. Bu futbol belasının bir şekilde dizginlenmesi yaşamsal öneme sahiptir.    

18.Mart.2024

PendikEmin Varol