22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Ankara14°C

SEÇİM...

Emin Varol

18 Haziran 2018 Pazartesi 12:37

24 Haziran seçimleri ülke için önemli bir dönüm noktası olacaktır. Ya uğruna sel gibi kan akıttığımız, egemenlik hakkını milletten alıp saraya vereceğiz veya "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" diyeceğiz. 16 yıllık AKP iktidarında ülkenin geldiği durum: Küresel Refah Seviyesi Endeksi'nde 78inci sıradayız Dominik Cumhuriyeti, Peru bizden daha iyi durumda. Eğitim kalitesinde 80inci sıradayız. Ruanda, Gana, Senegal, Ürdün bizden daha iyi durumda. Kişisel özgürlüklerde, Kamboçya'nın da gerisinde 94üncü sıradayız. Sivil toplum birikiminin değerlendirildiği Sosyal Sermayede 104üncü sıradayız. Nepal ve Hindistan bizden daha iyi durumda. Güvenlikte Lübnan'ın, İran'ın, Bangladeş'in gerisinde 126ıncı sıradayız. Dünyada hapishanelerinde en fazla gazeteci bulunan ikinci ülkeyiz. Teknolojide de geri kaldık. Malezya, Katar, Suudi Arabistan bizden daha ileride. 82 ülke içinde 49uncu durumdayız. Türkiye de 2 milyon çocuk işçi çalışıyor. Eğitimi çağdışı bir konuma taşıyarak, ülkenin geleceğini ipotek altına aldık. Bu, bu ülkeye yapılabilecek olan en büyük kötülüklerin başında gelir. Çevremizde dost diyebileceğimiz hiç bir ülke yok. Ekonomik durum berbat. 56 milyar dolar cari açık, 453 milyar dolar dış borç. Bu yıl ödenmesi gereken borç taksiti 220 milyar dolar. İşsizlik had safhada. Enflasyon mutfakta yüzde 30. Bütün bunlara rağmen, Cumhurbaşkanı "Türkiye ekonomisi tüm başlıklarda gelişmiş ülkelerden dahi çok ileri seviyededir, dünyada bir numara. Her eve bir çamaşır makinesi giriyorsa, her eve bir buzdolabı giriyorsa demek ki refah seviyesi var" diyor. Halkına gerçekleri söylemeyen bir siyasetçiden bu ülkeye ne fayda gelir?  Ülkeyi 16 yıllık iktidarlarında bu hale getirenler, şimdi hangi yüzle, milletin karşısına çıkıp, oy istiyorlar. İktidarın oy kaybına uğrayacağı kesin. Bu inişi durdurmak için her yola baş vurabilirler. Hatta Mehmetciğ'in kanı üzerinden siyasi rant elde etmeğe çalışabilirler. Buda siyaset ahlakının dibe vurduğunu kanıtlar. Cumhurbaşkanının yapmış olduğu gaflar, kırmış olduğu potlar tükenmişliğin göstergesidir. Durum metal yorgunluğundan da daha ileri bir düzeydedir. Şoför yorgun ve uykusuz. Ülke her iki yanı ve ilerisi uçurum olan bir yolda ilerliyor. Şoförü değiştirmek ve ülkeyi bu tehlikeli yoldan çıkarmak gerekir. 24 Haziran seçimleri bunun için bir fırsattır. Ya, sonunun ne olacağı bilinmeyen bir uçuruma yuvarlanacağız veya yönümüzü aydınlığa çevireceğiz. Ya, tek akılla sorunları çözme yoluna gideceğiz, yada sorunları çözmek için ortak aklı kullanacağız. Ya egemenliği bir kişiye, saraya vereceğiz yada egemenlik milletindir diyeceğiz. Ya diktatörlükle yönetilmeye onay vereceğiz, yada demokratik parlamenter sistemi tercih edeceğiz. Ya karanlığa gidişe rıza göstereceğiz, yada yönümüzü ışığa çevireceğiz. 24 Haziran seçimlerin de sağ duyunun egemen olmasını dilerim.