23 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Ankara10°C

NEREYE...

Emin Varol

31 Mart 2017 Cuma 16:47

emin_varol-e1474378180144-2-1Uygarlaşmanın yolu özgürlükten geçer. Çünkü, ancak özgür birey kendi yaratıcı gücünü, toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik kalkınması, kısaca uygarlaşması, için kullanabilir. Bağımsızlık özgürlüğün olmazsa olmazıdır. Bağımsızlık özgürlüğe, özgürlükte uygarlaşmaya zemin hazırlar. Demokraside özgürlüklerin kullanılmasının düzenleyen yönetim sistemidir. Egemenlik hakkı özgürlüğün bir parçasıdır, hiçbir şahsa veya zümreye devredilemez. Egemenlik hakkının devredilmesi, özgürlüğün gücünü ortadan kaldırır. Bu da uygarlaşmanın, refah toplumu olmanın yolunu tıkar. Kurtuluş savaşında akan kanlar sadece bağımsız olalım, fakat yoksul, cahil, geri kalmış bir toplum olarak kalalım diye akmadı. Amaç çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmaktı. Asıl savaş uygarlaşma savaşıydı. Cehaletle savaş düşmanla savaştan daha önemliydi. Cehaletle olan savaş kazanılamayacak olursa, bu kadar kan boşa akmış olacaktı. Düşmanla savaş bağımsızlıkla noktalandı. Kendi topraklarımızda özgür yaşama olanağına kavuşmuştuk. "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ilkesini hayata geçirdik ve Cumhuriyeti ilan ettik.Asıl büyük mücadele bundan sonra başladı.Artık esin kaynağımız dogmalar değil, hayatın gerçekleriydi. "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" gerçeği ilkemiz oldu. Silahımız akıldı, bilimdi, fendi. Cumhuriyet "Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller istiyordu". Karanlıklardan aydınlığa çıkmanın yolu buydu. Amacımıza ancak barış içinde ulaşabilirdik. "Yurtta sulh, dünyada sulh" dedik. Sadabat ve Balkan Paktını kurarak etrafımızda bir barış kuşağı oluşturduk. Kısa zamanda çok işler yaptık. 94 yıllık Cumhuriyet tarihimize bakarsak adeta bir "Türk Mucizesi" gerçekleştirdiğimizi görürüz. Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak için epey mesafe aldık. NATO üyesi ve AB adayı halkı Müslüman olan tek ülke olduk. Uygarlıklar arası bir barış köprüsü haline gelmiştik. Dünya barışına çok büyük katkı sağlayacak konumdaydık. Bunu bütün aksaklık ve eksikliklere karşın, Demokratik Parlamenter Sistem sayesinde başardık. Gerekli yasal düzenlemeleri yaparak Demokratik Parlamenter Sistemi daha da güçlendirmemiz gerekirken, bu sistemin yerine Tek Adam Sistemini ikame etmeğe çalışıyoruz. Bu aymazlığa bu milletin onay vereceğine inanmıyorum. Batı dünyası ile olan ilişkilerimizde, son günlerde, meydana gelen gelişmeler çok olumsuz bir seyir takip etti. Cumhurbaşkanı bu gelişmeleri "Hac hilal savaşını başlattılar" diyerek, son derece sorumsuz bir değerlendirdi. Batı dünyasının iki yüzlü tutumunu yadsıyacak değiliz. Fakat ilişkilerimizin kopmasının bizi sonu belirsiz bir yola sürükleyeceği de aşikardır. Bunun için diplomasiye ihtiyaç vardır. Vahdettin'i örnek alan Cumhurbaşkanı "Millet bir koyun sürüsüdür. Bende bu sürünün çobanıyım" anlamına gelen sözler sarf ediyor. Padişahlığa özenenler önümüze 16 Nisan'da yapılacak olan halk oylamasını koydu. Bu halk oylamasında tercih koyun olmakla, koyun olmamak arasında yapılacaktır. Koyun olmayı tercih edenlerin çoğunlukta olduğu toplumlarda demokrasinin olamayacağı aşikardır. Özgür bireyin uygarlaşmanın olmazsa olmazı olduğuna inanların çoğunlukta olacağına inanıyorum. Türkiye'nin aydınlık geleceği için bu ucube değişikliğe "HAYIR".