MUHALEFET
Emin Varol
04 Ocak 2021 Pazartesi 09:39
Demokratik yönetim sisteminde muhalefet iktidarın kılavuzudur, deniz feneridir. İktidar muhalefetin eleştirilerini değerlendirerek daha az hata ile daha kaliteli hizmet etme olanağını elde eder. Muhalefetin eleştirileri iktidarın başarısına zemin hazırlar. Demokrasi kültürünü özümsemiş iktidarlar muhalefetin eleştirilerini ve önerilerini dikkate alırlar. Buda demokrasinin sağlıklı işlemesini, sorunlara verimli çözüm bulunmasını sağlar.
01.01.2021 tarihinde cuma namazını Ayasofya'da kılan Cumhurbaşkanı cami çıkışında bir gazetecinin Sözcü Gazetesinde çıkan bir yazı hakkında ne düşündüğünü sorması üzerine "Ben Sözcü Gazete'sini okumuyorum. Kimsede buna para verip almasın" dedi. Muhalefete kulak asmamayı siyaset sanmak, muhalefeti yok edilmesi gereken bir unsur olarak görmek, demokrasi kültüründen yoksunluğun bir göstergesidir. Bu anlayış faşizan, dikta heveslisi olmanın bir tezahürüdür. Ülkeyi yöneten kadrolarda bu zihniyetin egemen olduğunu görüyoruz. Bu yasama döneminde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne muhalefet partileri tarafından verilen üç bin küsur önergenin tümünün iktidar partisinin ve onun payandası olan partinin milletvekilleri tarafından reddedilmiş olması, demokrasi seviyemizin düşüklüğünü gösterir. Buda demokrasinin, gelişmek ve kalkınmak için sunmuş olduğu olanaklardan yararlanamama sonucunu doğurur. Siyasilerin demokrasi cahili olmalarının bedelini halk öder.
Aynı açıklamada Erdoğan, CHP eski milletvekili Fikri Sağlar'ın "Türbanlı hakim tarafsız olamaz" açıklamasına tepki göstererek "Bu zat bu çağda yaşamıyor. Çok gerilerde kalmış. Ne yazık ki CHP zihniyetinin faşizan anlayışının bir yansımasıdır. Bay Kemal yanına 2 tane başörtülü alıp milleti aldatma sürecini bıraksın. Aldatamazsın. 2 değil 20 tane de başörtülü koysan yanına milleti aldatamazsın. Oy almak için bazı yerlerde başörtülü birkaç kişiyi de vitrin mankeni gibi getirip koymak kimseyi inandırmıyor" dedi. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan aynaya bakarak konuşmuş. Yaptıklarını itiraf etmiş. Kadını vitrin mankeni olarak değerlendirmek, kadınlara hakarettir. En azından, özür dilenmesi gerekir.
Fikri Sağlar'ın "Türbanlı hakim tarafsız olamaz" sözü doğrudur. Çünkü hakim yasaları vicdanında değerlendirdikten sonra karar verir. Vicdanı oluşturan en etkin unsur inançtır. Türbanlı hakimin vicdanı dini inancına göre oluşmuştur. Böyle bir hakim olayları kendi inanç penceresinden bakarak değerlendirecektir. Buda hukukun tarafsızlık ilkesini ortadan kaldırır. Başına türban takacak kadar dinci olan bir hakimin tarafsız davranmasını beklemek beyhudedir. O hayata din penceresinden bakar. Türbanla imanı özdeşleştiren bir anlayışın kurbanı olanlardan hayatın gerçeklerine uygun davranış beklenemez. Her hakimin bir inancı vardır. Vicdanını hayatın gerçekleriyle oluşturan hakimler elbette tarafsız karar verirler. Türbanlı hakim vicdanını dine endekslemiştir. Değerlendirmesini hayatın gerçeklerini göz önünde bulundurarak değil, inandığı karanlığın ölçülerine göre yapar. Bu hukuku hukuk yapan tarafsızlık ilkesini yaralar.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2016 Özgür İstanbul