24 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Ankara0°C

KORONA

Emin Varol

20 Nisan 2021 Salı 18:49

 

 

Bütün dünyayı etkisi altına alan bu salgınla mücadelede Türkiye, maalesef, sınıfta kaldı. Salgının başlangıcında, sağlık alt yapımız güçlü ve sağlıkçılarımızın yetenekli olduğu için, başarılı bir mücadele verdiğimiz söyleniyordu. Sağlık Bakanının yaptığı bilgilendirmeler doğru ve güvenilir kabul ediliyordu. Türk Tabipler Birliğinin ve CHP'li belediyelerin verdiği bilgilerle Sağlık Bakanının verdiği bilgilerin örtüşmeyince, Sağlık Bakanının verdiği bilgilerin gerçeği yansıtmadığı ortaya çıktı. Sağlık Bakanı gerçekleri söyleyince, salgınla mücadelede başarılı olmadığımız anlaşıldı. Gerçekleri halkından gizleyecek kadar seviyesiz siyaset yapanlardan, salgınla mücadelede, başarı beklemek beyhudedir. Başarısızlığın ana nedeni, siyasi çıkarını her şeyin önünde tutan siyasilerin tutumudur.

Salgınla mücadele bilimsel bir konudur. Sağlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulan Bilim kurulunun kararları tavsiye niteliğinde değil, hükümetin uygulamak zorunda olduğu kararlar olmalıdır. Bu kararların uygulanmasından doğacak olan olumsuzlukları gidermek yönetimin işidir. Emaneti ehline teslim etmek gerekir. Bilim Kurulu kararlarının harfiyen uygulanması salgınla mücadelede kesin başarı sağlayacaktır. Siyasi nedenlerle bu kararları uygulamamanın bedeli ağır olur. AKP İktidarı ve AKP'li Cumhurbaşkanı Bilim Kurulu kararlarını hiçe sayarak kendi bildiklerini okuyorlar. Uygulamalarında kriter gelecek seçimlerdir. Bilim Kurulu kararlarının uygulanmasının yaratacağı sıkıntıların bedelinin oy kaybına neden olacağı varsayımıyla dikkate alınmaması, akıl almaz , bir sorumsuzluktur. Salgınla mücadelede başarının kendi defterlerine yazılacağını göremiyorlar. Basiretsiz, liyakatsiz ve yeteneksizlerin elinde Türkiye idare edilmiyor Türkiye savruluyor. Neticede dünyada salgının en yaygın olduğu ülke konuma geldik.

Bilim insanları, 28 günlük tam kapanmanın gerektiğini oy birliğiyle kabul ediyorlar. Bu kapanmanın ekonomik hayatta yaratacağı olumsuzlukları gidermek becerisini iktidar gösterebilecek yetenekte olmadığı için uygulamıyor. Bu kapanmadan ekonomik zarar görecek olanların bu zararlarını gidermek bir zorunluluktur. Bunun için gerekli mali kaynağı bulmak iktidarın işidir. "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" dayanışma ruhu içinde hareketle, banka mevduatlarının bir kısmına , sonradan faiziyle birlikte, ödemek koşulu ile el konulabilir. Buradan elde edilen gelir, tam kapanmadan dolayı ekonomik sıkıntıya düşmüş olanların sıkıntılarının giderilmesinde kullanılır. Bu uygulamaya itiraz edenler mutlaka çıkacaktır. Bu salgını önlemek için herkes üzerine düşeni yapmak zorundadır. Mevduat sahiplerinin şunu unutmaması gerekir. Bu para mevduat sahiplerin sağlığı için harcanacaktır.

Salgınla mücadelede bir seferberlik ruhu yaratmak ve herkesin elini taşın altına sokmasını sağlamak gerekirdi. Fakat dinci iktidar bunu yapacağı yerde, salgının yayılma hızını artırmak için elinden geleni ardına koymadı. Binlerce insanı bir araya toplayarak yapılan kongreler, camilerde toplu ibadetlerin yapılmış olması, salgının yayılmasını tetikledi. Neticede salgında dünya birincisi olduk. Basiretsiz, liyakatsiz ve yeteneksiz bir yönetimin yaptıklarını bedelini, insanlar canları ile ödüyorlar.