22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Ankara14°C

KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME (KHK)

Emin Varol

11 Eylül 2017 Pazartesi 09:23

emin_varol-e1474378180144-2-1Tek güç vardır, o da millettir. Milleti devreye almadan sorunları çözümlemek çok zor, hatta imkansız olur. Aydınlık bir gelecek ancak milletin sorunlara sahip çıkmasını sağlamakla inşa edilebilir. Bir taraftan, yurttaşların; ülke sorunları karşısında duyarsız kalmamaları, çözüm için sorumluluk taşıdıkları bilincinde olmaları gerekir. Diğer taraftan, yurttaşların gücünü sorunların çözümüne aktaracak kanalların açık olması kaçınılmazdır. Yurttaşların gücünü ülke sorunlarının çözümünde kullanmasını sağlayan sistemin adı demokrasidir. Yani, halkın kendi kendini idare etmesidir. Bu idare şekli, belli aralıklarla vekilleri seçip meclise göndermekle sınırlandırılacak olursa bu kusurlu, eksik demokrasi olur. Ülke sorunlarının çözümüne yurttaşların katılımını sağlamanın adı katılımcı demokrasidir. Bu demokrasinin ileri bir aşamasıdır. Toplumsal yaşamın ahenk içinde devam edebilmesi için, bireyler sorumluluk taşıdıkları bilincinde olmalıdır. Hiç kimsenin toplumsal sorunlar karşısında, "adam sende bana ne deme" hakkı yoktur. Yurttaş ülke sorunları karşısında duyarsız kalamaz. Demokratik Parlamenter Sistem yurttaş iradesinin hayata en kolay geçirilmesini sağlayan sistemdir. Sorunlar tek akılla değil ortak akılla daha sağlıklı çözülür. Bu ortak akıl, Demokratik Parlamenter Sistemde kullanılabilir. 16 Nisan Referandumunda biz bu sistemi kaldırıp, tek adam sistemine geçtik. Belki de dünya siyasi tarihinde ilk defa, özgürlüğünden ve egemenlik hakkında, kendi serbest iradesiyle, feragat eden tek millet olduk. Ortak aklı kullanmanın yollarını kapattık. Ülkenin kaderini bir kişinin belirlemesini kabul ettik. Uygar dünyaya rezil olduk. Tek tesellimiz, referandumun bütün hile ve devlet imkanlarının kullanılmasına karşın kıl payı kayıp edilmiş olmasıdır. Demokrasi ölümcül bir darbe aldı. Anayasada devlet,"demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti" olarak tarif edilir. Devletin bu niteliklerinden hiçbiri bugün mevcut değil. Demokrasinin yerinde yeller esiyor. Bir kişi diyor, bir millet boyun eğiyor. Bu iktidar, ilke olarak, zaten laiklik karşıtı idi. Laikliği, sinsice, sindire sindire ortadan kaldırıyor. Sosyal devlet hiçbir zaman olamadık, şimdide değiliz. Bu devlete hukuk devleti demek için hukuktan tamamen bihaber olmak gerekir. Yargı, siyasi amaçlara yasal bir kılıf geçirmek için tam bir araç haline getirildi. Salyalı yobazın,geri zekalı, çetesinin 15 Temmuz kalkışmasının ardından, bütün ülkede olağan üstü hal (OHAL) ilan edildi. Ülke kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) idare edilmeye başlandı. Meclis devre dışı kaldı. Demokrasinin d si kalmadı. Sorunların çözümü için, milletin gücünü çözüme aktaracak bütün kanallar kapandı. KHK'lerin sadece OHAL'e neden olan konuları kapsaması gerekirken, her konuda KHK çıkarıldı. Muhalif kesimi tamamen etkisiz hale getirmek için, devlet kadrolarında, hiçbir vicdanın kabul edemeyeceği, adaletsiz bir temizlik yapıldı. Darbe bahane, temizlik şahane. Özgür basın, siyasallaşmış yargı kullanılarak, sindirilmeye çalışılıyor. 150 basın mensubu hapiste. KHK'lerle dernekler, gazeteler kapatıldı. Bunların arasında, muhalif oldukları için kapatılanlarda var. Uyduruk nedenlerle gazetelerin kapatılmasına zemin hazırlanıyor. Bir yılı aşkın bir zamandır, ülke KHK'lerle yönetiliyor. Milletvekillerine niçin maaş veriyoruz? Meclis işlevsiz, kapatalım gitsin. Gidiş yıkımdır. Çözüm demokrasiye, bütün kurum ve kurallarıyla, işlerlik kazandırmaktır.   31.Ağustos.2017        Çınarlı Emin Varol