22 Kasım 2024
  • İstanbul8°C
  • Ankara10°C

DURUMUMUZ

Emin Varol

02 Haziran 2021 Çarşamba 17:27

 

 

30 Mayıs Cuma günü Ayasofya'da düzenlenen hafız icazet töreninde, imam efendi, Ayasofya'yı müze yapanları zalim ve kafir ilan etti. Birde "Bu zihniyeti taşıyanları bu memleketin başına bir daha getirme ya Rab" diyerek, dua adı altında, Tanrıya talimat verdi. Mabedi siyaset arenasına çevirerek, Anayasanın laiklik ilkesini pas pas etti. İmam bu sözleri, AKP'li Cumhurbaşkanının ve diğer devlet ricalinin gözlerinin içine bakarak, söyledi ve hiçbir tepkide görmedi.

Hafızlık önemini de değerini de kaybetmiş bir kurumdur. Kuran'ın vahiy edildiği dönemde yazılıp saklanması güç olduğu için ezberlenerek korunması yoluna gidilmiş ve hafızlık kurumu oluşturulmuştur. Bu zamanda Kuran'ın korunması için sayısız olanaklar vardır. Kuran'ı korumak için ezberlenmesi gereksiz bir külfettir. Genç beyinleri gereksiz şeylerle doldurmak insan haklarını çiğnemek anlamına gelir. Bu kadar boş ve gereksiz bir iş için, devlet ricalinin boy gösterdiği, törenler düzenlemek gericiliğin bir göstergesidir. Bizi, boynumuza vurulmak istenen esaret zincirinden kurtaran, özgür bir millet olarak yaşamamıza zemin hazırlayan, padişah kulluğundan onurlu yurttaşlık düzeyine çıkaran, hurafenin yerine bilimi ikame eden, aydınlanma devriminin altının ne kadar oyulduğunun bir göstergesi olmuştur, imamın, devlet ricalinin önünde yapmış olduğu, talihsiz konuşma. Bu konuşmaya AKP'li Cumhurbaşkanının ve diğer devlet ricalinin tepki göstermesini beklemek gerçekleri görmemektir. İmam bu konuşmayı yapma cesaretini bunlardan almış ve bunların düşüncelerine tercüman olan bir konuşma yapmıştır. Milyonlarca çocuğun beyinlerine Kuran kurslarında pranga vuran, milli eğitimi bilimsellikten dinselliğe dönüştüren, tarikat ve cemaatlerin devleti istilasına kapı açan, dünyaya dinci ve mezhepçi bir pencereden bakan, devletin bir şeriat devleti olması için uğraşanlar bunlar değil mi? Böylesine densiz konuşma yapan imama bir yaptırım uygulanmasını beklemek beyhudedir. Çünkü imam iktidarın tercümanı olmuştur. Bir süre önce makam aracıyla bir tarikat yurduna gidip üniformasının üstüne cüppe giyip sarık saran amirale de hiçbir şey yapılmamıştır.

Suriye'de Bayırbucak Türkmenlerine insani yardım götürdüğü iddia edilen tırların, Türkmenlere insani yardım değil, El-Nusra terör örgütüne silah getirdikleri, Sedat Peker'in iddiaları arasında yer almıştır. Türkmenlere yardım yapılmadığını bir siyasi yeminle teyit etmiştir. El-Nusra bu silahları Türkmenlere karşı kullanmıştır. El-Nusra Suni'dir. Türkmenlerin büyük çoğunluğu Şii'dir. Soydaşlık, mezhepçi iktidar için bir değer ifade etmektedir. Mezhepçilikten kaynaklanan Müslüman Kardeş sempatizanlığının bedeli çok ağır olmuştur ve olmakta da devam etmektedir.

Başta AKP'li Cumhurbaşkanı olmak üzere, bu iktidar ülkeyi karanlığa, süratle, sürüklemektedir. Herkesin aklını başına devşirip bu gidişi durdurması insani ve vatani bir görevdir. İlk seçimlerde bu görev yerine getirilmelidir