ÇIKIŞ
Emin Varol
24 Aralık 2016 Cumartesi 11:29
Yaşama hakkı dokunulmazdır. Bu hak için tehdit oluşturacak hiç bir inancın ve hiç bir fikrin, inanç ve fikir özgürlüğünü kullanarak, yaygınlaşması ve etkinleşmesi kabul edilemez. Demokrasinin gereğidir diyerek, yaşama hakkını ortadan kaldıracak inanç ve fikirlere yaşama hakkı tanımak, demokrasinin ne olduğunu bilmemektir. Düşüncelerinin kaynağının İslam olduğunu iddia eden terör örgütleri dünyayı kana buladı. Bu eli kanlı katiller, "Benim gibi inanmıyorsan, yaşama hakkın yoktur" diyorlar ve Allah yolunda insan öldürerek cennete gideceğine inanıyorlar. Tanrı, kendine inanmayanları besleyip yaşatırken ve onlara vermiş olduğu canı alma hakkı sadece kendinde iken, bu katillere vekalet mi verdi? Tanrının verdiği canı ancak Tanrı'nın alma hakkı vardır. Nerde yazarsa yazsın, kim söylerse söylesin, "Allah yolunda öldürün veya ölün" anlamına gelecek ifade, Tanrı kaynaklı olamaz. Bu sapık inançları ve fikirleri etkisizleştirmenin yolu, eğitimden geçer. İnançlar ve fikirler, şiddetle, topla, tüfekle ortadan kaldırılamaz. Kaynağı hayatın gerçeklerini olan, aklın, bilimin onayını alan inanç ve fikirleri egemen kılmak gerekir. Sapıklığın kaynağı ortadan dururken, hatta daha da güçlendirilmeğe çalışılırken, katilleri ortadan kaldırmağa çalışmak, boşuna uğraşmaktır. Sivrisinekleri ortadan kaldırmanın yolu, bataklığı kurutmaktır. Usame bin Ladin öldürüldü, El Kaide bitti mi? Şimdi Fettullah Güleni yok etsek, onun fikirlerini de mi yok etmiş olacağız? Çıkış yolu; Tanrı'ya gereği gibi inanmak, aklın ve bilimin yolunu takip etmektir. Bir taraftan, tekbir getirerek adam öldürenleri kendi eğitim sisteminizde yetiştireceksiniz, diğer bir taraftan teröristlerle çarpışacaksınız. Belki sindirirsiniz, amma asla yok edemezsiniz. Yarın başınıza tekrar bela olurlar. Terörü doğuran kaynakları kurutmak zorundasınız. Bunu da ancak tabuları ortadan kaldırarak yapabilirsiniz. Birlikte yaşamanın olmazsa olmazı laikliktir. Din Yaratan'la yaratılan arasındaki ilişkileri düzenler. Toplumsal düzeni din kurallarına göre belirleme kalktığınız zaman kaos yaratırsınız. Çünkü, dinde bir tek doğru yoktur. Herkesin inancı kendine göre doğrudur. İnsanlık tarihi, din kuralları ile toplumu yönetmeye kalkmanın topluma ne kadar acı bedeller ödettiğiyle doludur. Bugün Suriye'de akan kan, laiklik karşıtlarına karşı verilen mücadelenin bedelidir.Toplumun düzeni, kaynağını hayatın gerçeğinden alan, akıl ve bilimin onayından geçen prensiplere göre belirlenir. Yaşayarak öğrenilen bu gerçeği eğitim yoluyla insanlara öğretmek zorunludur. Başka türlü terörü üreten bataklığı kurutmak mümkün olmaz. Bugün çektiğimiz acıların kaynağı, laik anlayışın etkisizleştirilmesidir. Rus Büyük Elçisine suikast düzenleyen katil, anti laik eğitim sisteminin ürünüdür. Siz laik eğitim sisteminin yerine dinci eğitim sistemini yerleştirecek olursanız, alacağınız sonuç bu olur. Laikliğin önemini kavramamış olanlar, dinci terör örgütlerinin etkisinde kalırlar ve bunun kurbanı olurlar. Bugünkü AKP iktidarının laiklik konusundaki karnesi sıfırdır. Bir şekilde TBMM Başkanlığına gelen zat, laikliğin Anayasadan çıkarılmasını, laik devletin ortadan kaldırılması gerektiğini söylerse, iktidarın dinci terörü etkisizleştirme şansı yoktur. Dinci terör belasından kurtulmanın yolu, birinci derecede, laik eğitim sistemine dönmekten geçer.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2016 Özgür İstanbul