04 Aralık 2024
  • İstanbul8°C
  • Ankara5°C

ÇELİŞKİ

Emin Varol

22 Mart 2024 Cuma 11:04

 

 

AKP’li Cumhurbaşkanı, yerel seçim propagandaları kapsamında, 20 Mart’ta Isparta’da yaptığı konuşmada “ Bugün de hayat pahalılığıyla ve onun bir sonucu olan sabit gelirli insanlarımızın refah kaybıyla sınanıyoruz” dedi. Aynı gün Burdur’da yapmış olduğu propaganda konuşmasında “Türkiye, hamdolsun istikrar adası olarak yükselmektedir. Esnafımız her sabah dükkanının gönül huzuru ile açıyor. Çiftçimiz tarlasını rahatça sürüyor. Sanayicimiz, tüccarımız, iş dünyamız, turizmcimiz geleceğine umutla bakıyor, fabrikalarımızda üretim, okullarımızda eğitim hiçbir aksaklık olmadan devam ediyor” dedi.

AKP’li Cumhurbaşkanının Isparta’da anlattığı Türkiye ile Burdur’da anlattığı Türkiye birbirinden çok farklı. Isparta’da anlattığı Türkiye’de hayat pahalılığı ve onun sonuncu olan refah kaybı var. Ancak bu olumsuzluklar yönetimin acizliğinden, iş bilmezliğinden, liyakatsizliğinden ve basiretsizliğinden kaynaklanmıyor. Bunlarla insanlar, Allah tarafından sınava çekiliyor. Bu sıkıntılar Allah tarafından yaratılıyor. Ülkenin bu hale gelmesi yönetimin suçu değil Allah’ın takdiridir. Yönetimin ve onun başında olan şahsın yaratmış olduğu olumsuzlukların faturası Allah’a kesiliyor. Bu, Allah’ın arkasına sığınarak milleti aldatmaktır.

Her şeyi bilen Allah’ın, insanları yoksullukla sınava çekmesine gerek yoktur. Allah kullarının yoksulluk karşısında nasıl davranacaklarını bilmiyor mu da onları sınava tabi tutuyor? Allah gelişmiş ülkelerdeki kullarını değil de, gelişmemiş ülkelerdeki kullarını niçin sınava tabi tutuyor? Böyle bir davranış ilahi adaletle bağdaşır mı?

Dinin siyasete alet edilmesi, siyasetçinin yapmış olduğu yanlışların faturasını Allah’a kesmesidir. Bu davranış bir yandan insanları dinden uzaklaştırırken diğer yandan dini yozlaştırır. Dinin kutsiyetini ortadan kaldırır. AKP iktidarı dini istismar eden esaslar üzerine inşa edilmiştir. Bu anlayışın ülkeyi getirdiği durumu yaşayarak görüyoruz. Bu dincilerin faturayı Allah’a kesme davranışları mütedeyyin insanlarımız tarafından ret edilmelidir.

AKP’li Cumhurbaşkanının Burdur’da, Türkiye için, çizdiği pembe tablo gerçek olsaydı, ülkede hayat pahalılığın ve refah kaybının olmaması gerekirdi. Gerçekleri saptırarak halkı aldatmak ve bu yolla siyasi rant elde etmeye çalışmak, en hafif tabiriyle, siyasi ahlaksızlıktır.

AKP’li Cumhurbaşkanının Burdur’da anlattığı Türkiye yaşadığımız Türkiye değil, rüyalarımızı süsleyen hayal ettiğimiz Türkiye. Isparta’da anlatılan Türkiye’de hayat pahalılığı ve refah kaybı olan bir Türkiye. İki farklı, çelişkilerle dolu, iki anlatım.

Burdur’da “Okullarımızda eğitim hiçbir aksaklık olmadan devam ediyor” diyor, AKP’li Cumhurbaşkanı. Geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımızın kafaları okullarda bilimle donatılacağı yerde, hurafelerle dolduruluyor. Buna da eğitim deniyor. Bu eğitim değil, eğitim adı altında işlenen bir cinayettir. Gelecek kuşaklar bunun bedelini çok ağır ödemeye mahkumdur. Önümüzdeki seçimlerde bu gidişe dur demek insanlım görevidir.