BARAJ...
Emin Varol
09 Kasım 2017 Perşembe 16:27
Demokrasilerde, temsilde adaleti, yönetimde istikrarı sağlamak esastır. Bizde, demokrasinin olmazsa olmazı olan "temsilde adalet" ilkesi söz konusu değildir. Yüzde 10'luk seçim barajı ile "temsilde adalet" katledilmiştir. Çünkü, çapsız siyasetçilerimiz kendilerinin ve partilerinin çıkarını, demokrasiyi özürlü hale getirmekte bulmuşlardır. Bu tipler için gündemin birinci maddesi kişisel çıkardır. Bunun peşinden yandaş ve parti çıkarı gelir. Ülkenin çıkarı son sırada yer alır. Ülkenin,"çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkmasının" ancak sağlıklı bir demokratik sistemle mümkün olabileceğine inananlar, oldum olası bu seçim barajına karşı olmuşlardır. Seçim barajının tamamen kaldırılması değil, fakat "temsilde adaleti" sağlayacak düzeye çekilmesi gerekir. Demokrasinin yüz karası olan bu yüzde 10'luk seçim barajı, kişisel çıkarı için siyaset yapanların eseridir. Değişen siyasi ortam, bu seçim barajını, bazı çapsız siyasilerin çıkarlarıyla ters düşecek konuma getirdi. Şimdi onlar bu barajın düşürülmesini istiyorlar. Bu istek onların demokratik anlayışından değil, kendi çıkarlarını ön planda tutmasından kaynaklanıyor. MHP Genel Başkanı, yapılan son kamuoyu yoklamalarında partisinin barajın altında kalacağını görünce, demokrat kesildi ve barajın demokrasiye uygun bir hale getirilmesi gerektiğini telaffuz etmeye başladı. Sözde milliyetçi olup da, özde her şey olanlar, tam bir ibretlik tablo sergiliyorlar. "Yüzde 10 barajı Türkiye'de çok ağır bir baraj. Geçmiş dönemlerde barajın nereye kadar çekilmesi konusunda bölücü unsurların temsiline fırsat vermeyecek yüzde 10'unun devamında yana olduk. Türkiye'de iki şeye dikkat etmek gerekiyor. Zorlamalar ve dayatmalarla, birbirini öldürerek kendini yaşatma yerine hep beraber nasıl yaşarız? Demokrasi içinde bunu nasıl başarırız? Türkiye'yi nasıl bir istikrar, normalleşme sürecine getirebiliriz konusunda uzlaşmaya varacak çalışmalar yapmak lazım. Yüzde 5 mi olur, 7 mi olur yoksa 10 mu kalır? Bunu yaparken bir başka partiyi yok sayıp ezerek kendine bir yol çizmeye çalışıldığında, onunda bir anlamı olmadığı görüldü. Bunlardan ders çıkarmak lazım." Bu sözler MHP Genel Başkanının. Bu zat kendini ve partisini baraj engelinden kurtarmak için demokrat kesildi. Kendi koltuğunu korumak için parti içi demokrasiyi kökünden kazıyan, ülke için siyaset yapmak isteyenleri yeni bir parti kurmak zorunda bırakan ve bunun neticesinde de partisini yüzde 10 barajının altında kalmaya mahkum eden birinin demokrasiden bahsetmesi inandırıcı olamaz. Bu zat, "milliyetçilerle hesaplaşma zamanı gelmiştir" "milliyetçiliği ayağımın altına aldım" diyenleri iktidara taşımış, egemenliğin halktan alınıp bir kişiye verildiği, ucube anayasa değişikliği referandumunda AKP'ye payanda olarak, ülkede demokrasinin sonlandırılmasına neden olmuştur. Şimdi kalkmış demokrasi içinde sorunların nasıl aşılacağından dem vuruyor. Bu tip yanar dönerlerin milliyetçiliği savunması hem milliyetçiler için hem de Türk Milleti için bir talihsizliktir. 2019 seçimlerinde millet kaderine sahip çıkarak, milliyetçi geçinip milliyetçiliği katledenlere, milletin özgür insanlarını ümmetin köleleri haline getirmek isteyenlere gerekli dersi verecektir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2016 Özgür İstanbul