21 Kasım 2024
  • İstanbul6°C
  • Ankara14°C

65 YAŞ ÜSTÜ VATANDAŞLAR SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINA VER YANSIN ETTİ

İçişleri Bakanlığı tarafından alınan kararlar doğrultusunda tekrar sokağa çıkmaları kısıtlanan 65 yaş üstü vatandaşlar sosyal medya üzerinden alınan kararlara sert tepki göstererek ''yeter artık salgın bize ayrımcılık yaparak göğüslenemiyor''dediler.

65 YAŞ ÜSTÜ VATANDAŞLAR  SOKAĞA ÇIKMA YASAĞINA VER YANSIN ETTİ

30 Ağustos 2020 Pazar 13:11

Koranavirüs vaka sayılarının artış göstermesi üzerine tekrar kısıtlama kararı alan içişleri Bakanlığı 65 yaş üstü vatandaşların sokağa belli zaman dilimi içerisinde çıkmalarına izin verdi. Kısıtlama kararının alınmasına tepki gösetere 65 yaş üstü vatandaşlar sosyal medya üzerinden grup oluşturup alınan kararı eleştirdiler.

Sokağa çıkmaları kısıtlı zaman dilimine bağlı olan vatandaşlar hazırladıkları metinde;  “Aylarca en mahrem ihtiyaçlarınızı karşılamak için bile kolluk kuvvetlerine muhtaç bırakılmak; pazardan sebze- meyvenizi, fırından ekmeğinizi almanızın yasaklanması nasıl bir şey biliyor musunuz?” ifadelerine ter verildi.

Açıklama metninin tamamı ise  şöyle:

Ne kadar süreceği kestirilemeyen salgına karşı sürdürülebilir, herkese eşit, bilimsel ve akılcı tedbirler istiyoruz. Hemen şimdi! ‘Normalleşme’ dediniz, salgın yeniden ve tehlikeli bir boyutta yaygınlaşıyor.65 yaş üstü vatandaşlar  hâlâ çağdışı ne işe yaradığı belirsiz yasaklar, polis ve ceza tehdidi altında yaşıyor. “Tedbir” dediğiniz bu ayrımcı uygulamalar, toplumu yaşlılar ve gençler olarak ikiye böldü, yaşlılara nefreti derinleştirdi, 7,5 milyon insanın eşit vatandaş olarak yaşama hakkını ve insan haklarını çiğnedi. Virüsün bulaşma nedeninin yaş almış insanlar olduğu algısını yarattı, bizi yaşamdan soyutladı ve tarifi imkânsız rencide etti.

Bu kararları alanlara (ki, kendileri de çoğunlukla yaş almış kişiler) ve ülkede demokrasi mücadelesi verdiğini iddia edenler dahil, bu kararlar karşısında susanlara soruyoruz: aylarca en mahrem ihtiyaçlarınızı karşılamak için bile kolluk kuvvetlerine muhtaç bırakılmak; pazardan sebze- meyvenizi, fırından ekmeğinizi almanızın yasaklanması nasıl bir şey biliyor musunuz?

Hapsedildiğiniz daracık evde yürüyememekten kaslarınızın erimesini seyrettiniz mi, kalp krizi, felç ve daha birçok hastalık tehdidi altında bitmeyen günleri saydınız mı hiç? Kapısında 65 yaş üzeri giremez tabelası asılan dükkânların önünde kalmak, çay bahçelerine sokulmamak, sabah ve akşam serinliğinde bir yürüyüş yapamamak, yemek yediği restorandan saatiniz geçti diye polis zoruyla kaldırılmak, binmek istediği taşıttan zorla indirilmek, saati ve kolluk güçlerini kollayarak yaşamak; üstelik bütün bunları salgın bulaşmasın endişesinin yanı sıra yaşamak reva mıdır? Reva mıdır, nasıl yaşayacağımızı valilerin keyfiyetine bırakmak, hangi şehirde hangi yasağa tabi olduğumuzu bile kestirememek, herkese tatil kredileri dağıtılırken atacağımız her adımda izine tabi olmak?

Evet, salgında en çok biz ölüyoruz, başka hastalıklarda da en çok biz ölüyoruz. Çünkü yoksulluk gibi, hastalık gibi, yaşlanmak da bağışıklık sistemini zayıflatır. Hem bu salgında hem de başka hastalıklarda yaş almış kişilerin gençlere göre daha fazla ölmesi doğaldır. Herkes bunu bilir. Ama yaşarken ölü muamelesi görmek istemiyoruz. Medeni haklarımızı kullanma yetisine sahip değilmişiz gibi vesayet altında tutulmaya hayır diyoruz. Bu “dostlar alışverişte görsün” politikasından derhal vazgeçin!

Salgına etkin önlem alın!

  • Bulaşmanın tüm dünyada yüzde seksen oranında evlerde, kapalı ve kalabalık ortamlarda olduğunu artık herkes biliyor. Acilen tedbirleri buna yönelik almaya; düğün, nişan, taziye, mevlit, dua benzeri toplanmaları kısıtlamaya ve daha sıkı denetlemeye çağırıyoruz.
  • İşyerlerinde maske, hijyen ve mesafe kurallarını daha sıkı denetlemeye, işe gidiş ve dönüş saatlerinde taşıtlardaki yoğunluğu önleyecek girişimlerde bulunmaya çağırıyoruz.
  • Derslikler çoğalmalı, sınıflardaki öğrenci sayısı azaltılmalıdır.
  • Sağlık çalışanlarımızın çalışma ve yaşam koşulları derhal düzeltilmelidir.
  • Salgın ile ilintili tüm bilgi ve testlerin kimlere yapıldığı ayrıntılarıyla kamuoyu ile paylaşılmalı, başta sağlık çalışanları ve temas yoğunluğu olan tüm vatandaşlara düzenli test yapılmalıdır.
  • Gerekli olacak tüm tedbir ve kısıtlamalar bütün vatandaşlara eşit şekilde uygulanmalı ve sürdürülebilir olmalıdır. Biz 65 yaş üstü vatandaşlar, sizin “saygıdeğer ve korunmaya muhtaç büyükleriniz” değil, ülkenin eşit, reşit ve tecrübeli vatandaşlarıyız. Ayrımcılık bizi korumadı, koruyamaz. Bizi korumak isteyenlere önerilerimiz şunlar:
  • En düşük emeklilik maaşını derhal asgari ücret düzeyine çıkarın;
  • Önleyici sağlık hizmetlerini mahallemize taşıyın, sağlık hizmetlerini ulaşılabilir ve parasız yapın;
  • Mahallelerimizde sosyalleşebileceğimiz, bilgi ve yeteneklerimizi geliştirebileceğimiz, danışma hizmeti görebileceğimiz merkezler açın. Yaş almış insanların üretkenliğini köreltmeyin, destekleyin. Tüm ileri toplumlarda ve ülkemizde giderek yaş almış insanlar nüfusun önemli ve aktif bir çoğunluğunu oluşturuyor. Ömür boyu eğitim programları hazırlayın;
  • Huzurevleri kapalı hapishanelere döndü. Akıl almaz yasakları kaldırıp hem çalışan hem de kalanların yaşam koşullarını düzeltin. Unutmayın bu yasakçı zihniyetin failleri yarın aynı zihniyetin kurbanları olacak.

Hepinize uzun ve sağlıklı yaşam dileklerimizle.

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA