İstanbul'da karla kaplı bir günden merhabalar. Umarım soğuk havaya karşılık içiniz de soğuk değildir. Bu haftaki yazıda bir kitaptan bahsetmek istiyorum: Gecekondu Gezegeni.
Kamyon şoförlüğü, kasaplık gibi işler de icra etmiş olan Mike Davis tarafından kaleme alınan bir kitaptır. Bu kitapla, Beykent Üniversitesi vesilesiyle tanıştığımı ifade edebilirim. Üniversite içinde önemli bir yeri olan Doç. Dr. Nihan Bozok'un vermiş olduğu kitap listesinden yola çıkarak bu yapıtı keşfetmiştim. Tabii, doğrudan bir yönlendirme mevzubahis olmamış, yalnızca enstitüde master projesi için verilen listeye binaen hakeza bir yapıtı seçmiştim. Seçim hakkımı bundan yana kullanmamın temel sebebi evsizlik konusuna olan ilgim ve bunun, edebiyat dünyasında eser ortaya koyarken öncelikli çalışma temalarımdan olmasıydı. Gerçi gecekondu teması ve (velev ki, banliyö insanları ile evsizlerin birbirlerinden ayrılarak incelenmeleri gerektiği de düşünülebilirdi) evsizlik doğrudan alakalı konular sayılmazdı. Ancak, yine de sunulan listedeki diğer kitaplar nispeten evsizliğe daha uzak konular oldukları için bunu seçmiştim. İşbu kitabın, insanı oldukça doyuran bir yapıda olduğunu söylemek kabil. Global olarak, dünya banliyölerini tahlil eden yapısı mevzubahisti! Müteahhitler, politikacılar ve yüksek askeri kademenin çeşitli toplumlarda oluşturduğu çıkar grupları, IMF ve Dünya Bankası gibi enternasyonal kuruluşların konut konusunda devletler üzerinde uygulamaya çalıştığı politikalar gibi birçok duruma değiniyordu kitap. Dünyada en çok gecekondusu olan ülkeleri listeliyordu. Objektif bir düşünce yapısı ile inşa edilmiş olan bu listede Türkiye de yer almaktaydı. Bunların haricinde, yalnızca geçmiş ve bugüne bakmıyor, gelecekle alakalı öngörüler de sunuyordu. Makro örneklemlerin dışında nüanslar konusunda da gelişmiş bir inceliğe sahipti. Sözgelimi gecekondu mahallesinde evleri olan fakirlerin, nispeten daha fakir olan fakirleri kiracıları olarak sömürmesini lanse ediyordu. Başka bir deyişle fakir sınıfın da kendi içinde bölükler olduğunu anlatıyordu. İşbu durum, herkesin dikkat edemediği teferruat denilecek bir nokta olmaktaydı. Bu gibi ince ayrıntılar da kitapta çoktu. Başka bir örnek sunmak gerekirse, müteahhitlerin hukuki yoldan tahliye süreçleri çok uzun sürdüğünden, kentsel dönüşüm için teşebbüs edilen kundaklama faaliyetleri anlatılıyordu. Bu da herkesin aklına gelecek türden bir dolap ve görüş açısı sayılmazdı. Gecekondu olgusunu o kadar derinlemesine işliyordu ki, 250 küsur sayfaya bu kadar fazla ayrıntı ancak sığdırılabilirdi.
Doğruyu söylemek gerekirse, kitabın her bakımdan doyurucu olduğunu ifade etmek kabil. Bundan dolayı bu kitabı alıp okumanızı ve baş ucu kitabı yapmanızı tavsiye etmem uygun olmaktadır. Kitap, ülkemiz piyasası için Metis Yayınları'ndan çıkmıştı. Doç. Dr. Nihan Bozok, sosyoloji ile alakalı kitaplar basan çok fazla yayınevi olmadığını İletişim Yayınları ve Metis Yayınları'nın bu konuda başı çektiklerini ifade ediyordu. Öte yandan, günümüzde halen güncel kitabevi satışı devam etmektedir. Sahafların çevrimiçi yüzü olan Nadir Kitap'ta satışa sunulan kitap; aynı zamanda Amazon, BKM, İdefix gibi neoklasik çağrışımlar oluşturan trend kitapçılarda da satışa sunulmaya devam etmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.