Osmanlının tarih olmasının akabinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti bir ulus devlettir. Ulus devlet yurttaşları arasında ırk ve din farkı gözetmeyen ve yurttaşlarının eşit haklara sahip olduğunu kabul eden devlettir. Bu devlet Türk devletidir. Buradaki Türk kelimesi bir ırkın adı değildir. Bu Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkının adıdır. Bu topraklar üzerinde yaşayan insanlarla beraber yaşama iradesini gösteren ve bu insanlarla aynı yazgıyı paylaşan herkes Türk’tür. Türk’üm demekle Türk ırkının kast edilmesinin ne tarihsel ve nede bilimsel hiçbir dayanağı yoktur. Bu topraklar üzerinde yaşayan 85 milyon insanın kaçı Orta Asya’dan gelmiş başka hiçbir ırkla karışmamış, başka hiçbir kültürden etkilenmemiştir? Arasan belki bir kişi bile bulamazsın. Türk bir ırkın adı değil, ulus devletin temelini oluşturan, bir kabulün adıdır. Ne mutlu Türk olana değil, “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” bunun en güzel ifadesidir.
Bu bilinç, anayasada belirtilen “Türkiye devleti, milleti ve ülkesiyle bölünmez bir bütündür” ilkesinin güvencesidir. Bu topraklarda yaşayan 26 farklı etnik gruptan insanın bir arada yaşamasını ve geleceği birlikte oluşturmasını sağlayan, bu ulus olma bilincidir. Bu ulus olma bilincinin etkisizleştirmeye çalışmak aymazlıktır, sapıklıktır ve ihanettir. Ulus olma bilincinin temeli, farklı etnik guruplardan oluşan toplumda, devletin ve milletin insanlar arasında fark gözetmemesidir. Geleceği, güvenli bir şekilde, inşa edebilmek için aynı yazgıyı paylaşmak gerekir. Ulus olma bilincini daha da etkili hale getirmek bu toprakların çocuğu olduğunu kabul eden herkesin sorumluluğudur. Ulus olma bilincini benimsemiş hiç kimse, birlikte yaşama iradesini gösteren, aynı kaderi paylaştığı ve geleceği birlikte inşa edeceği hiç kimseyi dışlamaz.
Bunun için Türkiye’de kürtlükten kaynaklanan bir Kürt sorunu yoktur. Sorun Kürt sorunu değil Kürtçülük sorunudur. Kürtçüler milletin bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmak amacındalar. İnsanların anlaşmasının sağlayan en önemli araç dildir. Farklı dilleri konuşan insanların, aynı yazgıyı paylaşmak, birlikte yaşama iradesini göstermek, geleceği birlikte inşa etme şansları yoktur. Bu insanların bir ulus devlet oluşturmaları mümkün değildir. Toplumların, sorunlarını daha sağlıklı çözebilmek için, bir araya geldiği bir dönem yaşıyoruz. Birlik ve beraberliğe, bugünkü dünya düzeninde, daha fazla gereksinimiz varken, Kürtçüler kalkmış anadilde eğitim istiyorlar. Dil birliği ulus devlet olmanın olmazsa olmazıdır.
Son zamanlarda Türkiye’de tartışmaya açık siyasi gelişmeler oluyor. İktidar, terör örgütünün siyasi uzantısı olan bir partiyi yanına alabilmenin gayreti içine girdi. Amacı Kürtçülük olan bu parti, demokratik haklardan yararlanarak, mecliste bulunuyor. Üç beş oy uğruna Kürtçülüğün değirmenine su taşımak vatana ihanettir.