19 Temmuz'da, partili Cumhurbaşkanı KKTC meclisinde yapmış olduğu konuşmada; Kıbrıs sorununun, adada iki devletin tanınmasıyla çözüleceğini, söyledi. 47 yıldan bu yana, Kıbrıs politikasındaki tutarsızlığımız nihayet sona ermiş görünüyor. AKP iktidar olduğundan bu yana, Kıbrıs'ı Türkiye'nin sırtında bir kambur olarak kabuk etmiş ve bu kamburdan kurtulmak doğrultusunda politika üretmiştir. Kıbrıs sorununa çözüm önerisi olarak sunulan, aslında Kıbrıs'ı Rum egemenliğine teslim edecek olan Annan planının kabulü için AKP büyük çaba sarf etmiş ve Kıbrıs Türklerinin, yüzde 65inin, plana evet demesini sağlamıştır. O zaman başbakan olan şimdiki partili Cumhurbaşkanı, Kıbrıs davasına kendini adamış ve Annan planı karşıtı olan rahmetli Rauf Denktaş'ın TBMM'de yapmış olduğu konuşmayı dinleme nezaketini göstermemiştir.Kıbrıs Rumlarının Annan planını ret etmiş olması Kıbrıs'ın Rum egemenliğine girmesini önlemiştir. AKP'nin Kıbrıs politikasındaki bu değişikliği şaşırtıcı olmakla birlikte gerçekçidir.
Kıbrıs Rumları uzun yıllar adanın Yunanistan'a bağlanması için uğraşmış bu gayelerini gerçekleştirmek için EOKA terör örgütünü kurmuş Kıbrıs Türklerinin yaşam haklarını elinden almaya çalışmıştır. Tarihi olaylar, farklı inanç ve kültürde olan, birlikte yaşama iradesini göstermeyen, Türk ve Rum halkının bir arada yaşayamayacağını, somut bir şekilde, kanıtlamıştır. Rumların adayı Yunanistan'a bağlamak için 1974'te yapmış oldukları darbe Türkiye'nin Barış Harekatı adı altında yapmış olduğu müdahaleyle sonuçsuz kalmıştır. Barış Harekatı, rahmetli Bülent Ecevit'in dediği gibi, Yunanistan'a demokrasiyi ve Kıbrıs'a barışı getirmiştir. 47 yıldan beri Kıbrıs'ta barış vardır. Anneler kucaklarında bebekleriyle banyo küvetlerinde kurşuna dizilmiyorlar. Kimsenin burnu kanamıyor. Adaya barış, huzur ve demokrasi gelmiştir. İstenende bu değil midir? Çözüm bugünkü fiili durumu tanımak ve sürekli kılmaktan ibarettir. Türkiye, bundan sonra, KKTC'nin dünya devletlerince tanınması için gereğini yapmalıdır. Kıbrıs'ta kuzey güney yoktur. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Kıbrıs Rum Cumhuriyeti vardır. Bugüne kadar Kıbrıs politikasındaki belirsizlik Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin diğer devletler tarafından tanınması için yapacağımız girişimleri engelliyordu. Çünkü yapacağımız öneriye, "Siz Kıbrıs sorununun nasıl sonuçlanacağına karar vermemişken biz KKTC'yi nasıl tanıyalım?" denebilirdi. Şimdi durum netleşmiş bu sakınca ortadan kalkmış görünüyor. AKP Kıbrıs konusundaki bu gerçekçi politikasından ABD ve AB'nin baskılarıyla ödün vermemelidir. Şayet Kıbrıs sorununa iki devletli çözümden başka çözüm olmayacağı gerçeği baştan kabul edilmiş olsaydı 47 yıl boşuna harcanmamış olurdu.
Günler öncesinden AKP'li Cumhurbaşkanı, KKTC meclisinde yapacağı konuşmada bir müjde vereceğinden söz etti. Vereceği müjde kamuoyu tarafından merakla beklendi. Bu müjdenin Kıbrıs'ta yeni bir meclis binası, cumhurbaşkanlığı külliyesi ve millet bahçesi olduğunu söyledi. Bunlar küçük bir kasaba belediyesinin yöre sakinlerine vereceği müjde olabilir ama devletler arası alanda bu müjde olarak kabul edilemez. Bu gerçekten bir ciddiyetsizlik ve gösteriş budalalığıdır. Devlet yönetimi ciddiyet ister.
20.Temmuz.2021
Çınarlı
Emin Varol