"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" demokrasinin tanımlanmasıdır. Ülke yönetimine halk egemendir. İktidarda muhalefette halkın egemenliği altındadır. Yasama ve yürütme ergi halkın iradesi doğrultusunda hareket etmekle yükümlüdür. Halkın benimsemeyeceği uygulamalar ve yasalar, demokratik sistemde, olamaz.
Eğer yasadan hoşnut değilseniz onu değiştirmek için kampanya düzenlemek, gösteri ve yürüyüş yapmak gibi yasal haklara sahipsiniz. Bu tip yasal itirazların hiçbir işe yaramadığı durum söz konusu olursa, bu durumda sivil itaatsizlik olarak bilinen yasayı çiğneme hakkı doğar. Sivil itaatsizlik, gösteri ve yürüyüş hakkı gibi demokratik bir haktır. Halkın egemenliğinin bir tezahürüdür. Sivil itaatsizlik, iktidarın halkın hoşnut olmadığı yasaları ve uygulamaları yürürlükten kaldırmasına yol açar. Egemenliği kayıtsız şartsız milletin kılmak için, duruma göre, hoşa gitmeyen yasalara ve uygulamalara uymamak yasaldır. Buna da sivil itaatsizlik denir.
Yirmi yıldan bu yana iktidarda olan AKP özelleştirme adı altında kamu kaynaklarını yandaşlarına peşkeş çekti. Neticede ülke ekonomik bir çıkmaza sürüklendi. Elektrik dağıtımının özelleştirilmesinin faturasını halk ağır bir şekilde ödemeye mahkum edildi. Devletin yandaş elektrik dağıtım şirketlerine sattığı elektriği bu şirketler üç katı fiyatına halka satmaya başladı. Şirketlerin elde etmiş olduğu aşırı karın bir kısmı, söylenen göre, arka kapılardan partiye aktarılıyor. Partide bu paralarla sosyal medyadaki trollerini finanse ediyor. Devletle şirketlerin işbirliği ile halk soyuluyor. Halkını soyan bir devletle karşı karşıyayız. Elektriğe yapılan bu aşırı zamlar halkın yoksulluğunu çekilmez boyutlara ulaştırdı. Bu uygulamalardan hiç kimse hoşnut değildir. Bu hoşnutsuzluğun ortadan kaldırılması demokrasinin gereğidir. Yurdun çeşitli yerlerinde bu zamların geri çekilmesi için gösteriler ve yürüyüşler tertip edilmiştir. Bütün bunlara karşın iktidar uygulamalarda bir değişikliğe gitmemiştir. Bu durumda sivil itaatsizlik hakkı doğmuştur. Faturaların ödenmemesi sivil itaatsizlik hakkının kullanılması anlamına gelir ki bu demokratik bir haktır.
Devlet halkın can ve mal güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülüklerini yerine getirmeyen devlet meşruiyetini kaybeder. Doğalgaza, akaryakıta ve elektriğe yapılan aşırı zamlar, devletin halkın mal güvenliğini sağlama yükümlülüğünü ortadan kaldırmıştır. AKP iktidarı devletin meşruiyetini tartışmalı bir konuma getirmiştir. Devletin meşruiyetinin tartışmalı konumdan kurtulabilmesi için bu aşırı zamların makul bir seviyeye çekilmesi kaçınılmazdır. Bu yapılmayacak olursa bunun hesabı sandıkta ağır ödenir. Bu kötü gidişi sandığa gömmek ülkenin geleceği için kaçınılmazdır.
10.Şubat.2022
Pendik
Emin Varol