Cumhuriyet Halk Partisinin başlatmış olduğu imza kampanyası iktidarın güven oylamasıdır. Toplanan imza sayısının seçmen sayısının yarıdan bir fazlasını geçmesi iktidarın halkın güvenini kaybetmiş olduğunun kanıtı olacaktır. Bu durumda, iktidarın güven tazelemesi için seçime gitmesi demokratik bir zorunluluktur. Bunun gerçekleşmesi Türkiye demokrasi tarihine olumlu bir sayfa olarak geçecektir. Muhalefetin erken seçim talebinin gerçekleşmiş olması, muhalefetin başarısı olacaktır. Bu kampanyada imza sayısının seçmen sayısının yarıdan bir fazlasına ulaşamaması iktidara halkın güveninin devam ettiği anlamını taşır. Bu durumda muhalefetin erken seçim talep etmesinin hiçbir değeri ve anlamı kalmaz. Bunun için bu kampanyaya gerekli önem verilmelidir.
“Egemenlik kayıtsız şartsız milletidir.” İktidarın halkın güvenini alması halinde bu ifade geçerlidir. Halkın adına egemenlik hakkını kullanan iktidarın meşruiyeti halkın güvenine dayanır. Halkın güvenini kaybeden iktidar meşruiyetini de kaybetmiştir. Meşruiyetini kaybetmiş iktidar milletin egemenlik hakkını gasp etmiştir. Bu durumda, milletin egemenlik hakkını geri alması için yapacağı eylemler anayasal bir hak olur. Demokrasiye inanmış olanlar anayasal hakkın kullanılmasını bir sorumluluk kabul eder ve bu sorumluluğun gereğini yapmakta tereddüt etmez. Bu imza kampanyasının sonucu, iktidarın meşru olup olmadığını ortaya koyacaktır. İktidarın meşruiyetini kaybetmiş olması halinde erken seçim kaçınılmaz olacaktır. Ortaya koyacağı sonuçlar bakımından böylesine önem taşıyan bu kampanyanın önemi iktidar ve onun küçük ortağı tarafından kavranmamış görünüyor.
Bugünkü iktidar ve onun küçük ortağı demokrasiden hiç nasibini almamış beyan ve davranışlarda bulunuyorlar. Küçük ortağın başı “30 milyon değil 100 milyon imza toplasanız neye yarar” diyecek kadar aymaz. Kampanya sonucunun ülkenin gündemine bir erken seçim getirmesinin mümkün olmadığını söyleyecek kadar demokrasiden habersiz.
Milletin adına egemenlik hakkını ancak milletin güven duyduğu siyasiler kullanabilir. Bu demokrasinin olmazsa olmazıdır. Seçimlerde sandığa attığımız oy pusulası seçmiş olduklarımızla yapmış olduğumuz bir akittir. Bu akide göre; seçmen seçilene “benim adıma bir dönem için, egemenlik hakkını, anayasal sınırlar dahilinde kullanabilirsin” diyor. Seçilende bu hakkı kullanabilmek için anayasaya sadık kalacağına yemin ediyor. Anayasa diyor ki; “Egemenlik hakkı kayıtsız şartsız milletindir.” Seçilenin bu ilkeye sadık kalmaması seçmenle yapmış olduğu akidi ortadan kaldırır. Milletvekili de iktidarda meşruiyetini kaybeder. Meşruiyeti kaybetmiş bir iktidarın, milletin egemenlik hakkını kullanması değil, milletin egemenlik hakkını gasp etmiş olması söz konusu olur. Bu imza kampanyasının sonucu iktidarın milletin güvenini kaybettiği veya kaybetmediğini gösterecektir. Bu kampanyaya katılmak yurttaşlık görevidir.
17.Nisan.2025
Pendik
Emin Varol
