Yaşamından memnun olan hiç kimse evini, işini, aşını bırakarak göç etmez. Göç; daha iyi yaşam koşulları bulmak için katlanılan bir külfettir. Göçmenler gittikleri yerlerde de sosyal sorunlar oluşturur. Kısacası, göç bir sorun kaynağıdır. Göçün yarattığı sorunları çözümlemenin yolu göçü önlemektir. Bunun içinde insanların bulundukları yerlerdeki yaşam koşullarını iyileştirmek gerekir. Yurt içinde göç köylerden şehirlere olmaktadır. Köylünün yaşam koşullarını iyileştirmek köyleri kentleştirmekle olur. Köylerin kentleşmesi demek sanayi tesislerinin köylerde kurulmasını sağlamaktır. Bunun için gerekli alt yapının yapılması gerekir. Köylüyü toprağından koparmadan iş sahibi yapmak amaç olmalıdır. Köylü topraktan elde ettiği gelirin yanında, sanayiden de bir gelir kaynağı elde etmiş olur. Rahat bir yaşam sürecek kadar gelir sahibi olan köylü, daha iyi yaşam koşulları aramak üzere, göç etmek zorunda kalmaz ve gittiği yerde de sorun yaratmaz.
İstanbul en fazla göç alan, dünyadaki metropollerden birisi. Yaşam koşulları, insanları mutlu etmekten uzak. Şehrin yaşam koşulları düzelmek için şehir nüfusunun azaltılması gerekmektedir. Tersine göç başlatılmalıdır. Bunun gerçekleşmesi için İstanbul ve çevresinde bulunan sanayi tesislerinin seyreltilmesi, bu tesislerin kırsala, köylere taşınması sağlanmalıdır. İşin olduğu yere insan getirmenin yerine, insanı olduğu yere işi getirmek esas olmalıdır. Gelişmiş ülkeler üretim tesislerini büyük şehirlere değil, küçük kasabalara kurarak insanın olduğu yere işi getirmişler ve o kasabanın gelişmesine büyük katkı sağlamışlar ve göçün yaratacağı sorunları engellemişlerdir.
Bugün yurtiçi göçün yanında birde uluslararası göç sorunu yaşanmaktadır. Bir sorunun sağlıklı çözümünün yolu soruna doğru tanı koymaktan geçer. İnsanlar niçin yaşadıkları yurtlarını terk ederek, büyük bir belirsizliğe doğru yol alıyorlar? Bu yolda hayatlarını kaybediyorlar. Çünkü, göçten şikayet eden ülkeler ve göçmenlere sınırlarını kapatan ülkeler göçmenlere yaşadıkları yurtlarında yaşam koşullarını yaşanamaz hale getirdiler. Suriye’den, Afganistan’dan, Irak’tan milyonlar göç yollarına düştüler. Göç külfetine katlanmayan ülkeler bu ülkelerin başına gökten bomba yağdırdılar ve göçmenleri yurtlarında yaşayamaz hale getirdiler. Geri kalmış ülkeler her zaman göç veren ülkeler olmuştur. Gelişmiş ülkeler kurdukları sömürü düzeniyle gelişmemiş ülkeleri yarattılar. Savaşların sonlandırılması ve sömürü düzeninin kaldırılması göçü sonlandırabilir. Göç veren ülkelere yapılacak yatırımlar ülkelerin kalkınmasını sağlar. İnsanlar daha iyi yaşam koşulları aramak zorunda kalmaz. Göçmenler gittikleri ülkelere pahalıya patlamaktadır. Bu masraf kapısının kapanması, göç veren ülkeye yatırım yapmaya bağlıdır.
Bu insanlık sorununun çözümlenmesine katkı sağlamak selamlanması gereken bir davranıştır. İnsanı yaşat ki insan olasın.
08.Nisan.2024
Pendik
Emin Varol