“Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Bu ilke ancak muhalefetinde yönetime katkı sağlamasıyla gerçekleşebilir. Muhalefetin önerilerinin dikkate alınmadığı bir yönetimde “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesi sözde kalır. Bu durumda egemenlik bütün milletin değil, sadece iktidar partisine oy verenleridir. Muhalefete oy veren seçmenlerin egemenlik hakkı ortadan kalkmış olur. Halbuki muhalefet seçmenleri de bu milletin bir parçasıdır.
AKP iktidarı döneminde egemenlik hakkı sadece AKP seçmeninin olmuştur. Bu dönemde muhalefetin binlerce önerisi, aşağı yukarı, hiç dikkate alınmamıştır. Muhalefet yönetimden tamamen dışlanmıştır. Ülkede demokrasi var demek sadece bir aldatmacadır. Demokrasi halkın idaresidir. Yani “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”. Demokrasiler de sorunlar ortak akılla çözülür. Sorunların çözümüne muhalefetin katkı sağlaması önlenirse, orada ortak akıl oluşmaz. Dolaysıyla demokrasi uygulanamaz. Demokrasilerde iktidar ve muhalefet bir bütünün iki parçasıdır. Biri olmadan öbürü de olmaz. Demokrasilerde muhalefet iktidarın deniz feneridir. Muhalefet iktidara yol gösterir. Muhalefetin önerilerini dikkate alan bir yönetim halka sağlıklı hizmet etme şansına sahip olur. Ancak, ortak aklı kullanarak sorunlar en sağlıklı şekilde çözüme kavuşturulabilir. Sorunlarını çözmüş toplumlar gelişmiş ve uygarlaşmış toplumlardır. Dünyada gelişmiş toplumların demokrasiyle yönetilmiş olmaları bir tesadüf değildir. Bu toplumlar önce demokrasiyle yönetilmeye başlamış, ondan sonra gelişmiştir. Demokrasilerde iktidar ve muhalefetin, toplumsal sorunları çözmek için, birlikte hareket etmeleri, olmazsa olmazdır.
2.Mayıs’ta AKP’li Cumhurbaşkanı ile CHP Genel Başkanın buluşması, ülkeye demokrasinin gelmesine yeşil ışık yakmış olarak değerlendirebilir. AKP’li Cumhurbaşkanının iadeyi ziyaret kararı almış olması da sağlıklı bir gelişmedir. Bu ziyaretlerin sonucunda, muhalefetin önerileri değerlendirilirse, bu demokrasi açısından, sağlıklı bir gelişme olur.
Anayasaya uyulmasının sağlanması, hukuk devletinin yeniden oluşturulması, haksız ve hukuksuz bir şekilde insanların mağdur edilmesine son verilmesi, ekonomik sıkıntı içinde olanlara yardım edilmesi gibi hususlar hayata geçilirse ülke bir soluk alma şansını yakalar. İktidar ve muhalefetin bir diyalog içine girmiş olmaları, ülkedeki kamplaşmayı ve kutuplaşmayı da, büyük ölçüde, törpüler.
Yakalanan bu şans iyi değerlendirilmelidir. Bu diyalog kapısı sürekli açık tutulmalıdır. Siyasi çıkarlara bu şans kurban edilecek olursa, bunun adı ihanet olacaktır. Bunu yapan hainler tarih ve millet önünde mahkum edilecektir. İktidar ve muhalefet ülke yararlarını siyasi çıkarlarının önünde tutmalıdır. Siyaset şahsı çıkar, yandaşın çıkarı, parti için değil, ülkenin çıkarı için yapılır.
03.Mayıs.2024
Pendik
Emin Varol
