Covid-19'a rağmen seyahat kısıtlamalarını hiçe sayıldı ve üç milyon kişi daha göç etti. Göç edenlerin %42’si 18 yaş altındaki çocuklardan oluşuyor
Dünya genelinde gıda krizinin ve silahlı çatışmaların yaşandığı ülkelerde göç oranları geçen yıla göre rekor seviyeye ulaştı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin Cenevre'de açıkladığı rapora göre, dünyada 82 milyon 400 bin kişi şiddet, açlık ve insan hakları ihlalleri nedeniyle yerini terk etmek zorunda kaldı.
%42'Sİ ÇOCUKLARDAN OLUŞUYOR
Rapora göre 2020 yılında koronavirüs nedeniyle getirilen seyahat kısıtlamalarına rağmen 2019'a göre yaklaşık üç milyon kişi daha yaşadığı yerden ayrıldı. Şiddet nedeniyle yerinden edilenlerin sayısı 2011 yılına oranla iki kat artarken, 48 milyon kişi bulundukları ülke içerisinde yer değiştirdi. 20,7 milyon sığınmacı BM misyonu kontrolündeki bölgelerde bulunuyor. Yerinden edilenlerin %42'sini 18 yaşın altındaki çocuklar oluştururken 2018-2020 yılları arasında yaklaşık bir milyon çocuk sığınmacı olarak dünyaya geldi. Rapora göre, ülkesini terk edenlerin başında Suriyeliler, Venezuelalılar, Afganistanlılar, Güney Sudanlılar ve Myanmarlılar geliyor.
BM koronavirüse rağmen Etiyopya ve Mozambik'te yeni krizlerin baş gösterdiğine işaret ederken, bunun yarı sıra Güney Sudan, Suriye ve Afrika'nın bazı bölgelerinde yurttaşların açlık tehlikesi altında olduğunu vurguladı. Rapora göre birçok ülke koronavirüs nedeniyle sınırlarını kapattığı için sığınmacılar kendilerine yeni bir memleket bulamıyor. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi raporla ilgili açıklamasında, "Her sayının arkasında zorla yerinden etme ve acı hikayesinin olduğu bir insan var. Bu insanlar bizim ilgimizi ve desteğimizi hak ediyor. Sadece insani yardımları değil, onların içinde bulunduğu çaresizliğe bir çözüm bulmamızı da bekliyor" dedi.
ÇOĞU GÖÇMEN İŞÇİ BASKI ALTINDA
El Cezire kanalı, Lübnan’da ev işçisi olarak çalışan Etiyopyalı göçmenlerle görüştü. “Etiyopyalılar iş aramak için Lübnan’a akın ediyor. Ancak birçoğu, kaçması zor bir istismar döngüsünün ortasında kendisini buluyor” denilen haberde, birçoğunun, Lübnanlı zenginlerin dayattığı kölelik koşullarını kabul etmek zorunda kaldığı, buna itiraz edenlerin ise hiçbir güvenceleri olmadan sokağa atıldığı aktarıldı. Haberde şu ifadeler yer aldı: “Altı yıl önce, Aster isimli genç kadın iş aramak için Etiyopya’dan ayrıldı. Ancak 2014 yılında Lübnanlı bir aile onu yatılı olarak işe aldıktan sonra, kendisini dış dünyayla bağlantısı kesilmiş ve ücretsiz olarak çalıştırılmış halde buldu. Aster gibi Etiyopyalı kadınlar, onlarca yıldır dadı, bakıcı ve temizlikçi olarak çalışmak için Ortadoğu’ya akın ediyor.” Etiyopya’nın artan yaşam maliyetleri ve işsizlik nedeniyle yüz binlerce kişinin Suudi Arabistan, Lübnan ve Kuveyt’e gittiği belirtilen haberde, Ortadoğu ülkelerindeki göçmen işçileri kapsayan “kafala” sistemi şöyle anlatıldı: “Ev işçilerinin çoğunun bulduğu şey, kaçması zor bir sömürü ve modern kölelik döngüsü. Kafala sisteminde, Lübnan’da iş arayan göçmenlerin ülkeye gelmeden önce bir davetiye almaları gerekiyor. Göçmen işçiler Beyrut’taki havaalanında, genellikle pasaportlarına hemen el koyan yerel istihdam acenteleri veya sponsorlar tarafından karşılanıyor. Etiyopya’daki yerel insan kaçakçıları, Beyrut’taki işe alım ajanslarıyla birlikte çalışıyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.